Sağlıkta Şiddet Nereye Gidiyor?

Yakın zamanda çok değerli bir kalp cerrahımız daha öldürüldü. Bayram öncesi tüm sağlıkçılar can güvenliklerinin sağlanması için grev yaptı.

Daha önce sağlıkta şiddetin nasıl başladığını sebep ve sonuçlarıyla bu yazımda yazmıştım. Tekrar etmem gerekirse iktidar öncesi sağlık hizmeti alabilmek için saatlerce beklememiz gerekirdi ancak iktidar sonrası bu saatler haftalara aylara çıktı çünkü nüfusla birlikte atanan sağlık çalışanı arttırılmadı. Ancak ülke icraatle değil algıyla yönetildiği için suç sağlıkçılara atıldı ve buna inanan cahil kitleler sağlıkçılara saldırmaya başladı.

O günden bugüne yaptığım araştırmalarla öğrendiğim başka sebepler de var. Aklımdaki bir soru işareti de özel hastanelerde şiddetin neden daha az olduğuydu. Bu da vatandaşın devlete olan güveninin daha az olduğu, adalete olan inancının da az olmasından kaynaklı son yıllarda alıştırıldığımız ‘adalet istiyorsan kendin sağlamalısın’ davranışından kaynaklanıyormuş.

Eklemem gerekirse bir de vatandaşın üstüne binen maddi yük arttı. Sağlık giderleri artarken üstüne sağlık hizmeti alma ihtimali, işsiz insanlar için gss adı altında haraca bağlandı.

Son yaşadığımız olaydan sonra yine şok üstüne şok yaşadım. Özellikle aktroller tarafından doktorları linç kampanyası başlatıldı. Çoğu içerikte doktorları dövmek ve öldürmek normalleştirildi. Doktorlar şımarık ilan edildi. Yetmedi imamın biri fetvasında doktorları öldürmeyi teşvik etti.

Sinirlerimi yatıştırarak gördüğüm şeyi yazmam gerekirse, sağlık sisteminin çökmesinin üstü bir şekilde algıyla örtüldü. Bu algı sağlık çalışanlarına şiddeti arttırdı. Böylelikle öldürülme ve beyin göçüyle daha fazla yetişmiş insan kaybettik. Bu konuda da sıvayan hükümet bunun da üstünü algıyla örtmeye çalışıyor. Peki ne olacak? Tabii ki şiddet artarak devam edecek.

Hipokrat yemini vakası

Doktorumuzun öldürülmesinden hemen önce arka arkaya hipokrat yemin törenleri gündeme geldi. Biri Hacettepe’de yaşandı. Akademiğe siyaset karıştırmanın zararlarından bahseden bölüm birincisi, dekan tarafından susturulmaya çalışıldı. Ötekisi de Selçuk Üniversitesi’nde yaşamdı Üniversite yönetimi tarafından değiştirilmiş hipokrat yeminini okumayı reddedip gerçek hipokrat yeminini okuyan mezunlar susturulmaya çalışıldı.

Nedense gündemde yer almadı ancak ben bu konuyu önemsedim. Değiştirilen hipokrat yeminindeki farklara baktım. Hipokrat yeminindeki cinsiyet yönelimi ve cinsiyet eşitliği kısmı çıkarılmıştı. İktidarın lgbti dostu olmadığını biliyoruz zaten. Ancak cinsiyet eşitliğinin çıkarılması bence çok ciddi bir durum. Yani sağlık hizmeti verirken cinsiyet ayrımı yapılabilir mi? Burada mağdur olacakların kadın olduğunu bir tek ben tahmin etmiyorum herhalde. Bunun yanında şöyle bir şey eklenmiş “insan hayatına ana rahmine düştüğü andan itibaren kıymet vereceğime.” Bu ne demek? Kürtaj yasağı. Yani tecavüz demeden, anne hayatı demeden kürtaj düşmanlığı. Kısaca kadın vücudu üzerinden, kadınlar aleyhine bir takım düşünceler ve planlar var ve bu çağ dışı fikir sahipleri bir üniversitenin hipokrat yeminini değiştirebilecek kadar makam sahibi olmuş diyebiliriz.

Gerçek hipokrat yemini
Değiştirilen hipokrat yemini

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir