Osmanlı Padişahları ve Yabancı Cariyeler Üzerine
Bugünkü sorum neden osmanlı padişahları cariye almaya başladı? Ve bugünkü yazım da bu soruya verdiğim cevaplar üzerinden yaptığım lakırdılarla geçecek.
Benim aklımdaki sorulardan biri de osmanlı padişahlarının soyu Türk olsaydı her şey daha farklı olabilir miydi? Sonuçta belli bir yerden itibaren hiçbirinin anasının Türk olmadığı biliniyor. Anne tarafından yetiştirilen bir şehzade açısından oldukça önemli bir etki bu. Benim merak ettiğim nokta daha o dönemler kültürümüze benliğimize daha çok sahip çıksaydık bugünümüzü dahi etkilemez miydi? Bugün bazen bilerek ve isteyerek ülke harap edilirken bu değerleri hiçe sayanların Türklükle bir alıp veremedikleri olduğunu düşünüyorum. Azıcık milliyetçilik yaptığımın farkındayım. Yani kısaca çıkış noktam bu.
Osman Bey ve ailesinin Türklükle hiç alakasının olmadığını, Oğuz boylarından gelmediklerini iddia eden bir çalışmaya dahi rastladım. Ancak bana pek gerçekçi gelmedi. O kadar Türk boyu arasında özellikle de yönetim ilk dönemler hep Türklerin elindeyken nereden gelmiş olabilirler ki yerden mi bitecekler? Sonuçta genel kanı Oğuzların Kayı boyundan geldikleri. Osman Bey’in eşinin Şeyh Edebali’nin kızı olduğu biliniyor. İkinci eşi iddialarının yeni olduğu biliniyor ve sebebi bulunan bir mezardan kaynaklanıyor. Ancak mezarlıkta yatan kişinin Osman Bey’in karısı olduğuyla ilgili, Osman Bey’in gerçek karısıyla olan isim benzerliği hariç hiçbir kanıt bulunmamakta.
Osmanlıda harem aslında tam bir muamma. Aklımda bazı sorular olsa da kesinlikle cevaplarını bulamıyorım. O yüzden hep araştırmalarıma kendi fikirlerimi karıştırıyorum.
Orhan Bey ilk defa birden fazla karısı olan ve yabancıyla evlenen padişah. Türklerin hep tek kadınla evlenme geleneği olduğundan bahsetmek gerek. Sonradan birden çok kadınla evlenmelerinin sebebi artık saltanatlarını sürdürmek için erkek evlatlarının olması gerekmesinden olabilir. Bebek ölümünün çok yüksek olduğu insan ömrünün kısa olduğu dönemden bahsettiğimizin altını çizmek gerek. Ayrıca çok uzunca bir süre evliliklerin sebebi siyasi bağ kurmak içinmiş. Nitekim yabancılarla evlilik de bu sebeple başlamış. Orhan Bey’in ilk eşinin tekfurun kızı Olivera olduğu biliniyor. O dönem beyliğin genişleme politikası daha çok gayri müslim olan Bizans üzerineymiş. Bizans kalelerini tek tek almaktalarmış. Sonra evlendiği iki eşi de Bizans kraliyet ailesindendi. Bunun da gerekçeleri taht kavgalarında aktif olup devleti zayıflatmaktı. Mesela tahta geçmek isteyen aile Osmanlıya kız verip ilişki kuruyordu ki diğer aileyle taht mücadelesinde eli daha güçlü olsun. Osmanlının da işine geliyordu. Devlet dağıldıkça yer kapıyorlardı. Gerçi durumdan Bizans da yararlandı. Orhan Bey’in son eşi Thedora’dan doğan Şehzade Halil kaçırılarak çocuklarıyla yıllarca Osmanlı tehdit edildi.
Birinci Murat’ın da Türk eşi olmadığı biliniyor. Tarihte bir Gülçiçek geçiyor ama bu kadının varlığıyla ilgili ve kim olduğuyla ilgili bir tane bile kanıt yok. Acaba bunun özellikle ilk dönem Osmanlı sultanlarının Türk olduğunu göstermeye çalışma çabasıyla alakası olabilir mi? Galiba benim sorduğum soruları başkaları da sormuş ki karşılığında bu tarz bir çaba ortaya çıkmış. Orhan Bey’in karılarıyla alakalı bu tür bir çaba olmamasının sebebi Olivera’nın Nilüfer’e dönüşmesinin yeterli görülmesi miydi acaba? Sonuç olarak Birinci Murat yine Bizans soylularıyla ve Sırp prensesleriyle evlenmiş.
Bulabildiğim ilk köleyle evlenen kişi Yıldırım Bayezid. Çelebi Mehmet’in annesinin köle kökenli olduğu türbesindeki kayıtlardan kanıtlı. Yıldırım Bayezid henüz şehzadeyken Germiyanoğlu Bey’inin kızıyla evlenmiş. Bu da Anadolu’da çok güç kazanan Osmanlı’nın bir nevi kan dökmeden toprak kazanma stratejisi olmuş. Çelebi Mehmet’in bu hanımın şehzadesi olduğunu yazan çok kaynak var. Ama dediğim gibi türbesinden annesinin köle kaynaklı olduğu kanıtlıyken Germiyanoğlu Bey’inin kızından da çocuğu olmadığı yazıyor kaynaklarda. Bu karışıklığın yine isim benzerliğinden kaynaklandığı belli. Aslında aynı olan Devlet ismi bir isim değil ünvanmış o dönem. Kısaca bu kadınların gerçek isimleri belli değil. Fetret devrinin kazananının o kadar bey torunu ya da prenses çocuğu varken kölenin şehzadesi olması garip gelebilir. Ancak fetret devrinin ilk yıllarında diğer çelebilerin daha güçlü olduğu unutulmamalı. Belki de Mehmet Çelebi yaşı en küçük olduğu için yıllar süren bu savaşta galip geldi.
Çelebi Mehmet’in de kölelerle evlendiği biliniyor. Mesela kızı Selçuk Hatun’un annesi köle kökenli olduğu biliniyor. Ancak Bey kızlarıyla da evlenmiş. Ancak 2. Murat’ın bu bey kızlarından birinin oğlu olup olmadığını kanıtlayan bir belge yok. 2. Murat da her ne kadar prenses ve bey kızı evliliğine devam etse de kölelerle evlendiği biliniyor. Zaten Fatih Sultan Mehmet’in de annesi köle kökenli. Fatih Sultan Mehmet’in şehzadeyken yine bir bey kızıyla evlendirildiği biliniyor. Şüphesiz bu 2. Murat’ın kararı olmalıydı. Fatih Sultan Mehmet’in bu kadından çocuğu olmamış. Ancak cariye evliliğini kural haline getiren de Fatih Sultan Mehmet’ti. Sebebi güçlü ailelerin kızlarıyla evlenip belli ailelerle gücü paylaşmamaktı. Ve bana göre kendisinin de köleden doğma olmasının bunda etkisi vardı.
Gerçekten Fatih Sultan Mehmet’ten sonra iki istisna harici soylu biriyle evlenen bir sultan yok. Birincisi Mengli Giray’ın kızıyla evlenen Yavuz Sultan Selim. Ancak neden Fatih Sultan Mehmet bu durumu kurallaştırmışken 2. Bayezid’in saltanatında böyle bir evlilik yapılmış bilemiyorum. Ayrıca ondan sonra da soyluyla evlenen yok. Ve daha da garibi bu evlilikle ilgili bir tane bile bir belge yok. Normalde her bey ve soylu evliliğiyle ilgili her detayı içeren kayıtlar var Osmanlı tarihinde. Mengli Giray’ın kızının Kırım’daki türbesiyle ilgili de detay bulamadım. Kanuni Sultan Süleyman’ın da annesinin Mengli Giray’ın kızı olmadığı yine türbe kayıtlarıyla kanıtlıdır.
Diğer istisna ise reformcu Genç Osman. Zaten reformlarından biri de Türkleşmeye geri dönülüp sultanların bey kızı Türklerle evlenmesiydi. Ancak devam ettiremedi.
Osmanlı Sultanlarının 2. Murattan sonrasının tamamının cariye çocuğu olduğu görülüyor. Yıllar içinde analarının yüceltilmesinden kaynaklı tarihin çarpıtılması söz konusu olmuş. Safiye Sultan, Nurbanu Sultan nasılsa Venedik soyluluğundan Osmanlı’da köleliğe düşmüşler. İkisi de aynı ailelerden geliyor nasıl tesadüfse. Rabia Gülnuş Sultan’ın Rum soylusu olduğu da anlatılardaki tarihlerin uymamasından dolayı yanlışlanmıştır. 2. Mahmut’un annesinin denizde kaybolup efsanevi bir şekilde Osmanlı sarayına cariye olarak giren bir Fransız soylusu olduğu hikayesi, Abdülaziz döneminde Fransa ilişkileri düzelirken ortaya atılmıştır.
Kısaca Osman ve Orhan Bey’ler harici -2. Murat şüpheli olmak üzere- tüm Osmanlı sultanları yabancı hatunlardan doğmadır. Bunun Osmanlı tarihine ve nihayet bugünümüze olan etkilerini araştırmaya devam edeceğim.