Yüzüklerin Efendisi Dosyası

Fantastik edebiyatı da sinemayı da severim. Yüzüklerin efendisinin filmleri ilk yayınlanmaya başladığında ilk filmine gidip çok beğenmiştim. Diğer iki filmi yayınlanmadan önce hemen kitaplarını alıp okumuştum. Sonra çıkan iki filmi de çok beğenmiştim. Üçleme tamamlandığında senede bir sabahlayıp üç film birden yapmak adetim olmuştu.

Tabii gel zaman git zaman çocuk doğunca bunu yapmaya bir daha fırsatım olmadı. Üstelik bir de Hobit serisi çıkmıştı. Bırak üç film birden yapmayı daha serinin son filmini bile izlemeye fırsat bulamadım. Ancak bu hafta son filmini de bitirdim ve çok sevdim.

Kitaplar

Yüzüklerin efendisi aslında Hobit’in devamı. Hobit’i izleyince bazı taşlar oturuyor. Yazar aslında ilk olarak Hobit’i yazmış. Zamanında çocuk kitabı olarak yayınlanmış. Yüzüklerin Efendisini ilk yazdığında yayınlatamamış olacak, arada uzun yıllar var. Ancak bu neden böyle, şu neden şöyle diye araştırırken karşıma apayrı bir dünya çıktı.

Yüzüklerin Efendisi Evreni

Tolkien bu kurgu için ayrı bir evren yaratmış. Evet sadece ayrı bir dünya değil, yaradılış destanıyla, aile soyağaçlarıyla, haritalarıyla ayrı bir evren. Hatta bunları daha iyi açıklamak için başka kitaplar yazmaya başlamış ama ömrü yetmemiş. Sonradan oğlu düzenlemiş ve birkaç kitap daha yayınlanmış. Kim bilir belki onların da filmi yapılır.

Ben biraz araştırdım ve anladığım kadarıyla bu evreni anlatmaya çalışacağım. Araştırdım çünkü kurguda aklıma yatmayan şeyler vardı. Mesela Sauron neden bir göz, neden her şey bir yüzüğe bağlı, neden sürekli savaşıyorlar? Gerçi benimde aklıma öyle şeyler takılmış ki neredeyse filmi hiç anlamamışım. O fantazya, ortam ve aksiyon hoşuma gidiyordu. O müzikler zaten… Neyse ben önce kendi kendime Sauron kim ya diye sordum. Sauron bu evrende bir Maia imiş. O ne ya? Sauron Melkor’un hizmetkarıymış. Hayda o da kim şimdi? Melkor bir Valarmış. Bir de her şeyin birden fazla ismi var. Valarlara Ainur da deniliyor. Falan derken oturdum baştan alıp birkaç saat her şeyi anlamaya çalıştım. Şöyle derli toplu anlatan Türkçe kaynak bulamayınca burada anladığım kadarıyla anlatmaya karar verdim.

Baştan… Melkor kim?

Şimdi bu evrenin bir yaratıcısı var. İlk yarattığı varlıklar Valarlar. Bunları meleksi varlıklara benzetiyorlar. Bu varlıklar müzik çağında müzik yapmaya başlıyor. Müziğin notaları kod oluşturuyor ve o kodlarla gezegenler ve sonunda Arda oluşuyor. Arda bu evrendeki dünya oluyor. Sonra 10-15 kadar Valar Arda’yı düzenlemek için Arda’ya gidiyor. Bu Valarlardan biri olan Melkor kıskançlık yapmaya başlıyor ve Arda’nın düzenini bozmaya karar veriyor. Valarlar Arda’da Valinor isimli bir kıtada yaşıyorlar. Melkor başka bir kıtaya taşınıyor ve orada cehennem benzeri bir düzen kuruyor. Orta dünyada elfler uyanıyor. Yani Arda’da ilk ortaya çıkan canlılar elfler kısaca. Melkor diğer Valarların haberi olmadan bu canlıların farkına varıyor ve bir kısmını kendi kıtasına çekip onlardan orkları yaratıyor. Sonra Valar’ların bundan haberi oluyor ve Melkor’u yakalayıp hapsediyorlar. Elfleri korumak için onları kıtalarına çağırıyorlar. Lambalar çağı denilen bu çağda anladığım kadarıyla ışık saçan büyülü ağaçlar var. Elflerden biri o ağaçların ışığını içine hapsedecek Silmaril isimli 3 mücevher yapıyor. Melkor gidip bu mücevherleri çalıyor ve yarattığı örümceklerle bu ağaçların ışığını söndürüyor. Ancak yarattığı örümcek çok büyüyor ve onunla başa çıkamayınca Balrogları yaratıyor ve onlar sayesinde örümcekten kurtuluyor. Balroglar iblis benzeri varlıklar. Silmarilleri çalınan elfler mücevherlerin hırslarından gözleri dönmüş şekilde onların peşine düşüyor ve valarların kıtasını terk ediyorlar. Hatta denizi geçmek amaçlı akrabalarının gemilerini alabilmek için onları katlediyorlar. Bu da bir nevi cenetten kovulma hikayesine benziyor. Balroglar elfleri öldürüyor ve yeniliyorlar.

Tolkien’in yazdığı başka bir destanda da bir elfle bir insan aşık oluyor. Elfin babası insanla evlenebilmesi için bir şart koşuyor ve bu şart da silmarili geri almaları. Ve bir şekilde silmarillerden birini Melkor’dan almayı başarıyorlar. Sonra bir çok savaşlar oluyor. Elfler yeniliyor. Bunların torunları Ealendil, Valarlardan yardım istiyor. Elindeki Silmarille, Valinor’un yolunu bulmayı başarıyor. Valarlar Melkor’u ele geçirip onu en sonunda sonsuz boşluğa atıyorlar ve Arda, Melkor’da kurtulmuş oluyor.

Diğer ayrıntılar da şöyle. Silmariller geri alınıyor. Fakat Silmariller sahibini de aşırı etkiliyor. Bir Silmaril sahibi delirip intihar ediyor. Diğeri de deliriyor Silmarilden kurtuluyor ama deliliği baki kalıyor. Ealendil ise göğe yükseliyor ve Valinor’a gitmek isteyenlere elindeki Silmarille yıldız şeklinde yol gösteriyor. Ealendil’in oğlu Lord Elrondmuş bu arada.

Sıra Sauron’da

Sauron Melkor’un sağ kolu olan bir Maia. Maia’lar Valar’lardan daha az güçlü olan yine meleksi varlıklar. Bunlar daha çok Valarlara yardım ediyorlar. Sauron da aslında başka bir Vaların yardımcısıymış ama bir süre sonra Melkor’un yardımcısı olmuş. Elindeki kara asa da Melkor’un asası.

Sauron, Melkor’un düşüşünden sonraki bir süre ortadan kayboluyor. Sonra kılık değiştirip elflerle dost oluyor. Onlara farklı ilimler öğretiyor ve onlara güç yüzüklerini dövdürtüyor. Üç yüzük elflere, dokuz yüzük insanlara, yedi yüzük de cücelere gidiyor. Ancak bütün bunlar bir tuzak. Sauron hepsine hükmedecek bir yüzük dövüyor ve bu şekilde takanları etkisi altına alabiliyor. Cüceler büyüye karşı dayanıklı olduğu için onları etkileyemiyor. İnsanlar Sauron’un etkisi altına giriyor ve Nazgul’e dönüşüyor, ölüm büyücüsü haline geliyorlar. Elfler durumu fark edip yüzükleri atıyor. Sauron da buna sinirlenince yine savaş patlak veriyor. Cüceler kendilerini dağlara kapatıp olaylara kulak tıkıyorlar. Ancak Numenor’lu insanlar elflere yardım ediyor ve Sauron’ın ork oldularını yenmeyi başarıyorlar.

İnsanlardan etkilenen Sauron Nunenor’a gidip bu sefer insanların gönlünü fethetmeye çalışıyor. Numenor’lu insanları Valarlara saldırtmayı başarıyor. Bunun üzerine Valarlar yaratıcıdan yardım istiyor ve Numenorluların yaşadığı kıta denize batıyor. Bunu da Atlantis’e benzetmişler.

Yalnız bu batış sırasında Sauron boğuluyor. Ölmeden önce ruhunu elindeki güç yüzüğüne aktarıyor. Böylece Sauron fiziksel bedenini kaybediyor.

Sauron ölümlü bir ruh olmadığı ve ruhunu yüzüğe aktardığı için bir süre sonra tekrar ortaya çıkıyor. Dünyayı ele geçirmek için ork ordularını harekete geçiriyor. Valarlara isyan etmeyi reddeden ve Numenor batmadan önce orta dünyaya göçen Elendil’in başını çektiği bir insan grubu var. Yine bu grup ve elfler birleşip orklarla savaşıyor. Elendil’in oğlu İsildur, Sauron’un parmağını kesip yüzüğü almayı başarıyor ve Sauron düşüyor. Ancak İsildur yüzüğü yok etmesi gerekirken onun gücüne kapılıp yüzüğü kendi için saklıyor. Ancak bir gün yüzük parmağından kayıp suya düşüyor ve İsildur öldürülüyor.

Yüzük yok edilmediği için Sauron tekrar ortaya çıkabilirdi. Bu yüzden Valar Sauron’dan korusun diye Maialardan 5 tane büyücüyü orta dünyaya gönderir. Bunlarda ikisi mavi büyücü olarak bilinir. Diğerleri de Saruman, Gandalf ve Radagast’tır. İki Mavi Büyücü Saruman’la birlikte Sauron’dan yana olan bir halkla anlaşmak için bir bölgeye giderler. Saruman vazgeçip döner ancak diğer iki mavi büyücüden eser yoktur. Radagast ise bir süre sonra neden geldiğini unutup kafayı kırar.

Hobbit

Gandalf, Sauron’u takip eder. Bazı oluşumların sebebinin Nazgul olduğunu düşünür. Ancak bir gün bu necromancer dedikleri karanlığın Sauron’un kendisi olduğunu fark eder. O sırada Sauron, hizmetkarları aracılığıyla güç yüzüklerinin peşine düşmüştür. Cüce yüzüklerinden birinin sahibi olan Erebor’un kralını zindanlarda bulur. Ondan Erebor’un anahtarını alır.

Hikaye içinde hikaye… Erebor’un da ayrı bir hikayesi var. Erebor bir cüceler diyarı ve her cüceler diyarı gibi dağın içinde. Burada cüceler öyle zengin öyle zengin ki. Altın içinde yüzüyorlar. Bir de Ankenstone denilen bir madene denk geliyorlar. Onun için ortalık velveleye veriliyor. Neden o kadar değerli anlamadım. Filmler boyunca herhangi bir işlevine denk gelmedim. Silmarillerden mi bilinmiyor. Her neyse. Tabii Erebor kralının da bu zenginlikten gözü dönüyor. Melkor’un yarattıklarından olan Smaug adlı bir ejderha bu zenginliği ele geçirmek istiyor ve ortamı basıyor. Erebor’a yakın kentleri yakıyor ve cüceleri Erebor’dan kovuyor. Ama o kadar katliam yapıp sonra ne yapıyor dersiniz? Öylece altının içinde yatıyor. Cüceler başsız kalıyor. Elfler cücelere yardım etmiyor. Bu yüzden de araları bozuluyor. Sonra yurt bulma ümidiyle Moria’ya gidiyorlar. Orası da eski bir cüce yurdu ancak orada da cüceler kazarken Balrog’u uyandırmış. Bu sefer de onları Balrog yurtlarından atmış. Onu geri almaya gidiyorlar ama ortalığı orklar sarmış. Orklarla savaşıyorlar yine kimse yardım etmiyor. Orkların başı olan Azog’un kolunu kralın torunu olan Thorin koparıyor. Ama tüm cüce topluluğundan 12-13 kişi hariç kimse hayatta kalmıyor.

Gandalf, Thorin’le karşılaşıp Erebor’u almalarının zamanı olduğunu bunun için Arkenstone’u ejderhadan kaçırmak için bir hırsız ayarlayacağını söyler ve cüceleri harekete geçirir.

Ama Erebor’un Sauron’la ne alakası var anlamadım tabii. Herhalde orklar orayı saldırmayı düşünüyor çünkü Orkların başı Azog’un Thorin’le husumeti var. Ve orklar bir yeri daha ele geçirirse Sauron güçleniyor gibi anladım. Ama Arkenstone neden o kadar önemli? Onun çalınması ejderhayı oradan nasıl çıkaracak onu kavrayamadım.

Hırsızımız Shire’lı hobbit Bilbo Baggins. Naif bir ingiliz gibi görünen Bilbo önce karşı çıksa da macera hevesi ağır basıyor ve cücelerin peşinden gidiyor.

Yüzüklerin efendisindeki gibi bir yolculuğa çıkıyorlar. Yolculuk esnasında bir ara goblin tüneline düşüyor Bilbo ve orada şizofrenik Gollum’la karşılaşıyor. Ondan yüzüğü çalıyor ve tekrar cüce grubuna katılıyor. Aslında Bilbo’nun yaptığı en önemli hırsızlık bu. Ayrıca bundan sonraki macera boyunca yüzükten çok yardım alıyor çünkü yüzüğü takıp görünmez olabiliyor. Ama bunu Galdalf dahil kimseye söylemiyor.

Erebor’da tek yaptığı ejderhayı rahatsız etmeleri olur. Bilbo tabii ki Arkenstone’u alır. Ama bir süre Thorin’e vermez. Ejderhayı kaçırdıktan sonra Thorin’in zenginlikten gözü döner. Erebor’un ejderhadan kurtulduğunu öğrenen elfler kendilerine ait olan bazı mücevherleri almak için Erebor’a orduyla girer. Ejderhayı yakın civardaki kasaba sakinleri öldürür ama onlar da zamanında Thorin’e yardım etmeleri karşılığı hazineyi paylaşma sözü almıştır. Thorin sözünü tutmayınca elfler ve insanlar cücelere saldıracak olurlar. Tam o sırada orklar saldırır. Bir anda hepsi birleşip orklara karşı dururlar ve orkları yenerler.

Yüzüklerin Efendisi

Şizofrenik Gollum yıllarca ininden çıkamaz ve en sonunda bir gün yüzüğü aramaya çıkmaya karar verir. Ve Mordor’da yakalanır. İşkence görür ve yüzüğün Baggins’te, Shire’da olduğunu söyler. Tabii Nazgul hemen peşine düşer. Tesadüf o ki tam bu dönem Sauron tekrar güçlenmektedir. Hobbit filminde Galadriel, Sauron’un canına okumuştu. Sonuçta yüzük var olduğu için tekrar ortaya çıktı. Yalnız bu iki olayla Hobbit’teki olaylar arasında yıllar olmalı ki Bilbo yaşlanmış. Hatta yüzük, taşıyıcısının ömrünü de uzatıyor. Ayrıca Hobbit’lerin ömrünün de insanlardan uzun olduğunu da düşünürsek yıllar geçmiş olmalı.

Gandalf, Bilbo’nun elindekinin Sauron’un yüzüğü olduğunu keşfediyor. Bilbo’yu ikna ediyor ve Bilbo yüzüğü yeğeni Frodo’ya bırakıp elf diyarına göç ediyor. Yine bir süre sonra Nazgul, Frodo’nun peşine düşünce Gandalf Frodo’yu Bilbo’nun olduğu yer olan Elf diyarı Ayrık Vadi’ye yönlendirip kaçıyor. Yolda 4 hobit oluyorlar. Frodo, Sam, Pippin ve Mary. Ayrıca bir süre yol aldıktan sonra da Aragorn’a rastlıyorlar. Ayrık Vadi’ye geliyorlar ve orada Yüzük Kardeşliği kuruluyor.

Bu Yüzük Kardeşliğinde Hobbitler ve Gandalf harici kimler var? Aragorn aslında İsildur’un varisi. İsildur’un soyunu elfler kendi diyarlarına getirmişler. Yani Argorn elf diyarında yetişmiş. Orada Arwen’le çift olmuşlar. Ancak Arwen Sauron’un büyüyen karanlığının etkisiyle hasta oluyor ve ölmemek için diğer elflerle Valinor’a yola çıkacak oluyor. Sonra malum oluyor, Aragorn’dan çocuğu olacağını görüyor ve geri dönüyor. Bunları da not etmiş olayım.

Boromir Gondor’un prensi. Numenor’lar orta dünyaya gelince Gondor ve Arnor’u kurmuş.

Legolas aslında Hobit kitabında yokmuş. Ama filmde ağaç elflerinin prensi olarak geçiyor.

Gimli Hobit’teki 12 cüceden birinin oğlu.

Yüzük Harry Potter’daki hortkuluklar gibi özel bir şekilde yok edilmesi gerekiyor. Hüküm Dağı’nın ateşine atılması gerekiyor. Orada dövülmüş çünkü. Oranın hemen dibine de Sauron kule koymuş. Melkor’un asası şeklinde. Kulenin tepesinde, ateşten göz olarak belirmiş.

Yüzük kardeşliği yüzüğün yok edilmesi için Ayrık Vadi’den yola çıkıyor. Fakat Saruman, Sauron tarafına geçmiş. Onları engellemeye çalışıyor. Önlerinde Moria var. Oradan geçmeye karar veriyorlar.

Ama orada balrog cüceleri atmamış mıydı? Anlaşılan Erebor alındıktan sonra yine Hobit’teki 12 cüceden biri olan Balin, Moria’ya geri girmiş demek ki. Moria’nın olayı sihirli bir metal olan Mitril. Thorin Bilbo’ya Bilbo da Frodo’ya veriyor. Bu zırh kılıç geçirmiyor. Ancak kardeşlik Moria’ya girince acı bir şeyle karşılaşıyor. Moria, goblin saldırısına uğramış ve tüm cüceler ölmüş. Moria’dayken balrog, Gandalf’ı öldürüyor. Moria’dan çıktıktan sonra kardeşlik ork saldırısına uğruyor ve kardeşlik dağılıyor.

Frodo ve Sam yüzük yolunda devam ederken diğerleri orklar tarafından kaçırılan Pippin ve Mary’nin peşinden gidiyor. Bu arada Boromir ölüyor. Orklardan kaçan Mary ve Pippin entlerin ormanına giriyor. Diğerleri de peşinden. Ormandayken dirilip, saçına aklar düşen Gandalf’a rastlıyorlar ve yine onun yönlendirmesiyle Rohan’a gidiyorlar. Kral Saruman’ın etkisinde. Onu büyüden kurtarıyorlar. Entler de örgütlenip Saruman’ı düşürüyor. Rohanlılar orkları yeniyor.

Sıra Gondor’a geliyor. Gondor, Mordor’a çok yakın. Rohan da yardım ediyor. Aragorn’un müstakbel kayınbabası olan Lord Elrond, İsildur’un kılıcını tekrar dövüp Aragorn’a veriyor. Aragorn da kılıcı kullanarak lanetli orduyu toplayıp orkları yeniyor.

Bu arada Frodo ve Sam, Gollum’a rastlıyor. O zaten Mordor’u bildiği için Mordor’a kadar onlara rehberlik ediyor. Aragorn ve diğerleri ordularla birlikte son bir kez Mordor’a saldırıyor. Çünkü hüküm Dağı, Sauron’a çok yakın. Sauron’un gözü de kızılötesi ışın gibi her yeri tarıyor. Ordularla Sauron’un dikkati dağıtmayı düşünüyorlar ki Frodo yüzüğü volkana atabilsin. Başlangıçta orklar Frodonun mitril zırhını gösteriyorlar Aragorn’a. Çünkü bir ara orklara esir düşmüşlerdi ama kurtuldular. Ama Aragorn umudunu kaybetmiyor ve orklara saldırıp Sauron’un dikkatini çekmeyi başarıyorlar. Dağa vardıklarındaysa Froda da herkes gibi yüzüğün etkisine kapılıp onu kendine saklamaya karar veriyor ancak yüzüğü Gollum da çok istiyor. Çıkan arbedede Gollum yüzükle birlikte volkana düşüyor. Yüzük, Sauron, orklar sonsuza kadar ortadan kayboluyor. Aragorn kral ilan ediliyor. Bir süre hayatlarına devam ediyorlar. Bilbo elden ayaktan düşünce de elflerin gittikleri Valinor’a doğru yola çıkıyorlar.

Tolkien nereden esinlenmiş?

İnsan gerçekten merak etmeden duramıyor. Ayrı bir yaradılış destanı, farklı türler, farklı bir evren, destanlar, haritalar, tarih hatta farklı diller. Hepsi de hayal ürünü. Ben özellikle de Tolkien’in yaşadığı zaman böyle bir evren yaratsam beni tımarhaneye tıkmaya gelen görevlilere zorluk çıkarmazdım.

Her ne kadar hiçbir yerden etkilenmeyerek kurguladı bu dünyayı denilse de birçokları bu kadarının kafadan yazılmasını imkansız buluyor. Benim de aklım almıyor gerçekten. Tolkien, fantastik edebiyatın babası olarak kabul ediliyor. Önceden farklı mecmualarda küçük fantastik öyküler yayınlanıyormuş. Fantastik korku türü ve eski destanları saymıyorum.Tolkien Birinci Dünya Savaşı’na katıldığı için bundan etkilendiğini söyleyenler var. Kitapların savaşla dolu olduğunu düşünürsek mantıklı olabilir. Ancak kitaplar daha çok orta çağı, orta çağ savaşlarını anlatıyor gibi.

Ben kendi çapımda bir şeylere benzetmeye çalıştım. Yaradılış destanı bizim bildiğimiz evrenin yaradılış destanına benziyor. Melkor şeytana benzetilmiş. Çünkü o da melekmiş. Yani Valar. Sadece isimler değişik. Elfler cennete davet ediliyor sonra Silmarillerin peşinden Valinor’dan kovuluyorlar. Silmariller elma gibi daha çok. Valinor tam bir cennet gibi çünkü oraya giden dönemiyor. Yalnız sadece elflerin gitmesi farklı. Yalnız bu kurgu dünyada cennet kıtası da cehennem kıtası da Arda’da. Boyut değişiyor gibiler. Orta dünyayla şamanizmdeki orta dünyanın isimleri tesadüfi olarak mı aynı acaba? Büyücüler peygamber mi diye düşündüm ama hem kötülüğü seçen ya da delirip doğaya karışan büyücüler var. Acaba büyücüler ruhları mı temsil ediyor? Aslında peygamber olarak Ealendil’in hikayesi bana mantıklı geldi. Hem peygamberler gibi içimizden birileri. Hem Ealendil’in göğe yükselmesi bana biraz İsa peygamberi hatırlattı. Üç silmariller de üç ruh olabilir. Numenor daha önce okuduğum kadarıyla Atlantis’in hikayesini yansıtıyor. Yani yükselen insanlık AtlantisVten gelenler. Sauron’un elflere büyü ilmini öğretmesi Harut Marut hikayesini anımsattı.

Farklı türler, farklı insan türlerini yansıtıyor olabilir. Ben farklı ırkları yansıttığını düşünmüyorum. O şekilde pek mantıklı olmuyor çünkü. Hobbitler daha saf insanlar olabilir. Aslında ben biraz çocukları temsil ediyorlar gibi hissettim. Elfler acaba farklı boyuttaki cinler mi? Elfler iyi olanlar, orklar kötü olanlar mı diye düşündüm. Ama bir taraftan yaradılış destanında elfler ilk insanlara benziyor. Ari ırk mı dedim. Ama o da çok mantıklı gelmedi. Ama Tolkien’in çağ cetvelinde elf çağından insan çağına geçiyorlar. Gandalf da çoğu mücadeleyi sadece insanlarla birlikte veriyor.

Rowling, Tolkien’den mi etkilenmiş?

Elbette Harry Potter orijinal bir kurgu. Ama Tolkien’in kurgusuna daha hakim olunca Rowling’in Tolkien’den esinlendiğini fark ettim. Ruhu yüzükte hapsetmek, yüzük yok olmadan Sauron’un yok olmamasıyla Voldemort’un hortkulukları aynı. Daha önce de yazmıştım bence Rowling de İkinci Dünya Savaşı’ndan esinlenmiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir