Bebekli Anne Blogu

GeziYAZILAR

Expo 2020

Expo yıllar öncesinden Dubai’de yapılacağı belli olduktan sonra 2020’yi pandemi vurdu. Öyle olunca bu büyük organizasyon 2021-2022 yıllarında açılmak durumunda kaldı.


Expo biteli çok oldu. Ben de şu an ancak yazabiliyorum.
İlk açıldığında gitmedim. Uçak biletleri, otel rezervasyonlarında o kadar çok ücretsiz bilet dağıtılıyordu ki bir aylık bir seyahatimden sonra Dubai’ye döndükten sonra gitmeye karar verdim. Zaten son üç ayında önce sınırsız giriş biletleri satılmaya başladı. Son aylarında da sağlıkçalara ücretsiz giriş hakkı verildi. Ancak son birkaç haftası çok sıcaktı.


Expo’nun üç ayrı girişi vardı. Expo’ya metroyla ulaşım mevcuttu. Her girişin ayrı bir park yeri vardı. Aracı park ettiğimiz yerlerin genellikle fotoğraflarını çektik çünkü aracı kaybedecek kadar büyüktü park yerleri. Park yerinden kapılara otobüs kalkıyordu. O kadar büyüktü.
Sergi alanı içinde de buggy ve bisiklet kiralama seçenekleri vardı ancak biz yürümeyi tercih ettik. Aşırı kalabalıkta saatlerce beklememek için pavilyonlara önceden rezervasyon yapılabiliyormuş. Uygulamasından yapılabiliyordu. Ancak ben bunu ilk gideceğimiz günden önceki gün keşfettiğim için son gün bulabildiğim pavilyonlara rezervasyon yaptım. Pavilyonlar arası çok uzak olabileceği için rezervasyon yaparken haritadan bakarak yaptım.


Biz bir kere hariç hep çocukla gittiğimiz için arada içerdeki çocuk parklarına götürdük. Hem dinlenmiş olduk hem çocuk daha fazla eğlendi. Çocuk biz yürürken bebek arabasında olduğu için çok yorulmadı tabii. Girişte çocukları kaybolma riskine karşı bileklik veriyorlardı.


İlk girdiğimiz pavilyon Finlandiya’ydı. Tasarımı çadıra benziyordu. İçeride ahşaptan yapılmış devasa bir bölüm vardı. Bu bölümde ses çok enteresan çıkıyordu.


Türkmenistan Pavilyonu’nun üstünde devasa işlenmiş at figürü vardı. Alt katında büyük bir sergi salonunda Türkmenistan ve tarihi görsel olarak sergileniyordu. Üst katında ise yerel ürünler vardı.


Rusya Pavilyonu yarım daire şeklindeydi. Üstündeki rengarenk çizgiler hoş bir arka plan olmuştu. Alt katında farklı bir rezonans yapmışlar. Yine ses enteresan çıkıyordu. Üst katında insan beynine odaklanmışlar.

Ortadaki devasa beyin figürü hareket ediyordu. Çevresi görsel olarak şenlikliydi. Hareketle renk değiştirmesi çocuğumu eğlendirdi.

Umman Pavilyonu’nun önünden buhar çıkıyordu


İlk gittiğimiz gün Suudi Arabistan etkinlik düzenlemişti. Uçak gösterileri yapıyordu. Akşam moda gösterileri düzenlediler. Kıyafetleri oldukça moderndi.
Expo sokaklarında çeşit çeşit robot dolaşıyordu. Bunlarla iletişime geçilebiliyordu. Maske konusunda uyaran ya da broşür dağıtan robotlar vardı. Özellikle çocuklar çok seviyordu.


Mobility Mahallesi’nin kendi pavilyonu oldukça etkileyiciydi. BAE kendi tarihini ve gelecek planlarını sergilemiş. Bir odaya girince ışıklar kapandı. Meğerse platform hareketliymiş. Döne döne alçaldık.


En sevdiğimiz alanlardan biri Surreal oldu. Dev bir alanda tepeden su salıp şelale gibi yapmışlar. Altında durursanız şelale üstünüze geliyor gibi oluyor ama ıslanmıyorsunuz. Yani biraz ıslanıyorsunuz çünkü gerçek su kullanmışlar. Alanda geceleri ateş gösterisi oluyordu.

Filipinler Pavilyonu’nda boo bol rampa tırmandık


Aralarda pek çok souk vardı. Souk dediğim bizim kapalı çarşı gibi doğu tarzı pazarlar. Herkes o zamana kadar Expo’da yiyeceklerin ne kadar pahalı olduğundan şikayet etmişti ama bence her bütçeye uygun lokanta vardı.
Azerbaycan Pavilyon’unda da teknolojik pek çok sergi vardı. Dış tasarımı etkileyiciydi.


Türkiye tam bir hayal kırıklığıydı. Çok küçüktü ve ilgi çekici değildi. Doğal taşlarımız sergilenmiş, estetik başta olmak üzere sağlık kuruluşlarımızın reklamı yapılmış. Bir tane de Togg maketi vardı. Duyduğum kadarıyla Türkiye BAE arası iyi değilmiş. O yüzden Türkiye Pavilyonu bile olmayacakmış. Son anda ara düzelince bir hafta içinde apar topar hazırlanmış. Kapı önünde maraş dondurmacısı vardı. Çok pahalıya satıyordu ancak çok misafirperverdi.


Özellikle de akşamları bir aktivitelere mutlaka rastlıyorduk. Türkiye Pavilyonu çıkışında da çok şenlikli bir arap dansı ve havai fişek gösterisine denk geldik. O gün aynı zamanda yeni yıl gösterileri de devam ediyordu.


Opportunity mahallesinin pavilyonu da oldukça büyüktü. Girişi yer altına giriş gibiydi. Dev ağaç köklerinin içine giriyormuş gibi canlandırmışlar. Ayrıca insanoğlunun ne kadar gereksiz tükettiği çöplerimizle toprağı ne kadar kirlettiğimiz üzerinde durmuşlar. Etkileşimli alanlarda birtakım ahlaki anketler vardı. Anket sonuçlarını da görmeniz mümkündü. Gardrobumuzda ne kadar gereksiz miktarda kıyafet olduğunun, giysi üretiminde kullanılan suyun gezegenimizi tehdit edici boyutlara ulaşabileceğinden bahsetmişler. Yine güzel bir canlandırmayla sormuşlar. Eviniz yanıyor ancak sadece üç eşya kurtarabileceksiniz. Hangisini seçerdiniz? Pavilyonun dışında hayvan heykelleri vardı ve yine etkileşimli sergiler vardı. Mesela küresel ısınmanın insan hayatını mahvedebileceği üstünde durmuşlar. Ayrıca bisiklet çevirerek temiz enerji üretebiliyor arkadaşınızla yarışabiliyordunuz.

Çevre mesajlarını oyunlarla vermişler


İsrail Pavilyonu komple açıktı
Mısır Pavilyonuna yer ayarladığım esnada teknik bir problem sebebiyle kapalıydı. Sonra da vakit olmadı.
Suudi Arabistan Pavilyonu

Hindistan Pavilyonun birkaç katlıydı. İlk katında Hindistan’ın yaptığı bilimsel gelişmeler ve uzay çalışmaları, Hindistan’daki bitki çeşitliliği ve yoga üzerinde durmuşlar. Üst katlar Hindistan esintili modern sanat üzerineydi. Bollywood üzerine bir bölüm vardı.


Lüksemburg Pavilyonundakiler çok sıcak kanlıydı. Lüksemburg’daki uzay çalışmaları üzerine sunumları vardı. Sonra uzun süre tepe tırmanılıyordu ve en sonunda da kaydırağı vardı.


Expo’da ulaşılabilecek pek çok yerde ücretsiz soğuk içme suyu vardı. Opportunity pavilyonunda Aquafina’nın ücretsiz sebili vardı. Bu akıllı sebil ile su gazlı ve meyveli yapılabiliyor hatta meyveler belli oranda karıştırılabiliyordu. Sonra Aquafina’nın kendi sergi alanını bulduk. Buradan termos alırsan aromalı suları bedavaya doldurtuyordun. Çok daha fazla seçenek vardı.


Exponun simgesi olan ve Expo’nun kalbinde olan aynı zamanda Dünya’nın en büyük projeksiyon kubbesi olan Al Wasl plazanın altında bir amfitiyatro vardı. Projeksiyon gösterileri hava kararınca başlıyordu.


İlk günümden aklımda kalan şeylerden biri de Suudi Arabistan Pavilyonunun dış mimarisiydi. Tüm pavilyon sanki yere açılı bir şekilde saplanmış dikdörtgen bir ayna gibiydi. Zaten Dünya’daki en büyük aynalı yapısı olarak rekor kırmışlar. Bu bina da komple bir projeksiyondu. Özellikle akşamları çok erkileyici gösteriler sergileniyordu.


Expo’da ikinci günümüzde rezervasyonları daha büyük pavilyonlara yapmıştık.
Avusturya Pavilyonu’nu baca grupları gibi yapmışlar. İklim kontrolü amaçlıymış. Böylece havalandırma ve soğutma gerekmeden çölde yaşanılabilirmiş. Onun dışında da ses, dokunma, görsel, koku gibi duyulara yönelik teknolojik sergiler vardı.


Bae pavilyonu Expo’nun komplesi ve mahalle pavilyonları düşünülünce beklentiyi biraz yükseltmişti. Rezervasyonsuz dışarıda bekleyiş 45dakikaydı. Fakat içeri girmeniz yetmiyordu. İçerde de bir yarım saat sıra bekliyordunuz. İçeriye bir çöl simülasyonuyla giriyordunuz ve pek çok yerde projeksiyon vardı. Sonunda sinema gibi bir yere giriyordunuz ve buranın özelliği bu dev platformun aşağı ve yukarıya doğru hareket etmesiydi. Pavilyonun dış tasarımı enteresandı. Sürekli açılıp kapanıyordu. Kapalıyken dev bir baca gibiydi. Açılınca sanki kelebeğe benziyordu.


Suudi Arabistan Pavilyonu bana göre Expo’daki en iyi pavilyondu. Daha önce binanın dev bir ayna olduğunu söylemiştim. İçeriye doğru giderken rampa döne döne gidiyor. Eşim bu manzaranın aynadan yansıyan kısmını kabeye benzetti. Bilerek yapmış olabilirler mi bilmiyorum. Kapıdan girmeden küçük bir duş vardı. Islanmamak için su kesildiğinde ortaya atlamak eğlenceliydi. İçerde ilk odada Suudi Arabistan’ı bölge bölge tanıtan devasa bir projeksiyon vardı. Gerçekten etkileyici görseller hazırlamışlar. Sonraki odada sürekli değişen desenli görseller vardı. Yere yansıması da hareketle değişiyordu.


İsviçre pavilyonu en enterasan pavilyonlardan biriydi. Onlar da pavilyonun dış tasarımını ayna şeklinde yapmışlar. Herkese büyük kırmızı şemsiyeler dağıtıyorlardı. Biz bir atraksiyon beklediğimizden içeride yağmur yağıyor sandık. Ama kapıya gelince elimizden aldılar. Meğer güneş için veriyorlarmış. Ancak şemsiyeli insanların alandan geçişinin aynadan yansıması estetik görünüyordu. İçeriyi sisli tepeler gibi yapmışlar. Sisli ortamdan geçtikten sonra alttaki odada gerçekten yapmur yağıyordu. Sisten su üretiliyormuş.


Sürdürülebilirlik mahallesi pavilyonunun üstündeki uçan piyano resitalini dinledik. Akşam bir janglör gösterisine denk geldik.

Pakistan Pavilyonu


Amerika pavilyonunda özgürlük heykelinin devasa eli vardı. Uzay çalışmalarını daha emin reklam etmişler. Aydan gelen taş olduğunu söyledikleri bir sergi vardı. Dokunulabiliyordu.


İtalya Pavilyonunun dış tasarımı enteresandı. Yarı açık bir binaydı ve halatlarla çevrilmişti. Hep bir orkestra dışarıda müzik yapıyordu. Dev Davud heykeli getirmişler.

Suudi Arabistan Pavilyonu’nun arkasından görünen İtalya Pavilyonu


İspanya Pavilyonunda dışarıdan rengarenk bacalar gibi duruyordu. Hollanda Pavilyonu dışarıdan komple ahşaptan yapılmış gibi duruyordu. İçeride şemsiye verdiler ve her şemsiyeye projeksiyon yansıttılar. İçeride devasa yeşillikli bir yapı vardı ve dışından bile görünüyordu.


Şişme atlarla yapılan bir gösteriye denk geldik. Mobility Mahallesi Pavilyonunun önünde danslı konser vardı.


Expo’da üçüncü güne Belarus Pavilyonuyla başladık. Pek çok hediye verdiler farklı olarak.

Suudi Arabistan’ın gezdiğimden daha fazla olduğunu duyup tekrar Suudi Arabistan pavilyonuna gittik. Alt katta kahve satıyorlarmış ve bir sinema salonu, Suudi Arabistan’daki gelişmelerle ilgili daha çok sergi ve terasında da şekil akıtan şelaleler vardı.


Fas Pavilyonunun önünde halk oyunları gösterisi vardı. Oldukça büyüktü. Kare şeklindeki bir alandan tırmanarak katlarca yukarı çıkışıyordu. Her köşedeki odada Fas’ın kültürünü, bitkilerini tanıtıyordu. Alt katında yemek satılıyordu.


Her mahallenin ortalarında Afrika ve bazı ada ülkelerinin pavilyonları vardı. Onları da gezdik.


Singapur Pavilyonu baştan sona orman gibi yapmışlar. Önündeki küçük göletle birlikte oldukça etkileyiciydi.


Opportunity Pavilyonunu eşime göstermeye gittiğimde daha önce pavilyonun yalnızca yarısını gördüğümü fark ettim. Diğer tarafında denize giriyor gibi olduk. Denizlerin nasıl kirletildiği üzerinde durmuşlar. Yine toprak temalı sergilerindeki anketleri vardı.

Stop motion video benzeri bir gösteri
Çekya Pavilyonu


Belçika Pavilyonu
Al Wasl’da bir gösteri

Expo’da dördüncü günümüzde Peru Pavilyonuna gittik. Peru’nun doğal güzellikleri dışında yerel kıyafetler ve alpaka oyuncakları vardı.


Ukrayna Pavilyonu tarıma odaklanmış. Filtre efektleriyle eğlendik. Ayrıca savaştan dolayı pek çok kişi destek mesajları yapıştırmıştı.


Aralarda küçük küçük ülke harici bölümler vardı. İçinde develerin olduğu ve hurma ağaçlarının nasıl değerlendirildiğini sergileyen bir açık tavanlı bölümde yerel dans gösterileri ve lokma ikramı vardı. Ancak biz sıra beklemeye dayanamadık. Araplar da bizdeki lokmanın aynısını balla yapıp yiyorlar.


Hurma ağaçları ürünleri

Brezilya Pavilyonu’nun çevresi suyla kaplıydı. Küçük küçük bölmelerin tamamını ada gibi yapmışlar. Bu suların kıyısındaki dinlenme yerleri çok hoşuma gitti. Latin dansları gösterisi vardı.


Macaristan Pavilyonu’ndaki görsel sergiler etkileyiciydi. Spalara odaklanmışlar. Suyla ilgili görsel projeksiyonu top dolu havuzlara uzanarak izledik.


Akşam iki ayrı yerde konser vardı.

Surreal’de ateş gösterisi
Cezayir Pavilyonu


Expo’daki beşinci günümüzde Lübnan’ın güzelliklerini salıncaklara binerek izledik. O gün askeri bir geçit düzenlendi.

Kazakistan Pavilyonu


Fransa Pavilyonu görsel sergiler, Fransa’daki uzay çalışmaları ve Fransa edebiyatı üzerine yoğunlaşmış.


Polonya Pavilyonu komple ahşaptan yapılmıştı. Ses teknolojisiyle ilgili sunum yaptılar. Çocuklar için küçük bir eğitici oyun alanları vardı.


O akşam yine Mobility Mahalle Pavilyonunda danslı konser vardı ve tam çıkarken Expo’nun dört bir yanında 4-5 dakika süren havai fişek gösterileri oldu.

İngiltere Pavilyonu. Bu pavilyonda ve Almanya Pavilyonu’nda rezervasyon yoktu ve sıra çok fazlaydı.


Expo’da altıncı ve son günümüzde hatıra olsun diye Expo pasaportlarından aldık. Her ülke girişinde giriş çıkış bastırılıyormuş. Yüz ülkeyi tamamlayana hediye bir de beyaz Expo hatıra pasaportlarından veriyorlarmış.


Jamaika Pavilyonu bol renkli ve reggie doluydu.


Ürdün Pavilyonu girişini Petra’ya benzetmişler. İçerideki projeksiyonu halattan yaptıkları duvara yansıtmışlar. Daha çok Ürdün’ün güzelliklerini sunmuşlar. Dışarıda şark köşesi benzeri oturma alanları vardı.


Meksika Pavilyonu sunumları etkileyiciydi. Platformları altlı üstlü ayna olacak şekilde yapmışlar. Bir sunum salonunda uzanabileceğimiz koltuklar vardı.


O gün Expo maratonu devam ediyordu.


Maldivler Pavilyonunu sualtı gibi yapmışlar.
Küba Pavilyonu’nda Küba sokaklarını gösteren gerçekçi bir köşe yapmışlar. Purolar ilgimizi çekince birer tane aldık.


O gün de bir klasik arap müziği dinletisine denk geldik. Türk sanat müziğinden büyük bir farkı yoktu.

Hırvatistan Pavilyonu
Nepal Pavilyonu


Beyaz atlı prenses

Expo’da altı gün boyunca ancak bu kadar gezebildik. Aklımda kalan bir de Kore Pavilyonu vardı. Dışından çok etkileyiciydi. Tüm duvarında dönen küpler yerleştirmişler. Işıklı olduğu için gece gerçekten çok enteresan görünüyordu. Ancak Pavilyona giremedik. Rezervasyonumuz olmasına rağmen bizi bekletip rezervasyonu olmayanları önce aldılar. Uzun bir süre rezervasyonu olmayanların girip çıkmasını bekledikten sonra oğlumun tuvaleti geldi. Rica ettim pavilyonun tuvaletini kullandık. Sonra da pavilyonun tuvaletini kullandık diye içeriye almadılar. Çok sinirlenip girmekten vazgeçtim. Google’da kötü yorum yapmak için girdiğimde daha bir sürü kötü yorum gördüm. Normalde yüzden fazla pavilyona girdiysem hepsinde rezervasyonu olan konuklara öncelik tanındı. İlk kez burada böyle bir organizasyonsuzluk gördüm.


Japonya Pavilyonu rezervasyonsuz almıyordu. Rezervasyonu da kapalıydı. Nasıl giriliyordu çözemedim.


Expo bizim için eşsiz bir deneyimdi. Sezon açılınca Expo alanının bir atraksiyon merkezi olacağını duydum. Sabırsızlıkla haberlerini bekliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir