Red pill zırvası
Kadın düşmanlığının nasıl son dönemlerde yükseldiğinden red pill ile alakasız olarak burada bahsetmiştim. Bu nefretin çıkış argümanlarından birini keşfettim. Bu red pill zırvası dediğim olay mantık olarak yanlış ancak erkeklerimizi doğru sonuca götürecek bir akım olabilir.
Red pill’in asıl olayı alfa erkek olmak. Daha kapsamlı olarak hipergami de deniliyor. Hipergamiyi evrimsel psikolojiye göre açıklamışlar. Bu işin evrim boyutu bana göre tartışmalı. Ama benim bulduğum doğru sonucun içinde gerçekten de bir evrim olayı var. Hipergamiye göre kadınlar en üstün en güçlü erkeği seçme eğiliminde oluyormuş. Galiba iq geneli biraz problemli olunca red pill’in asıl meselesini bile yanlış anlayan çok olmuş. Ama doğru anlayanlar erkeklerin kendini geliştirmesini, elinin para tutmasını, yumurta kırabilmesini, kendi temel ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayabilmesini, yetmez birkaç hobi edinmesini, cinsellik harici konuları anlayabilmeleri için bir iki kitap okuyup entelektüel seviyelerini yükseltmeleri gibi pek çok faydalı tavsiyede bulunuyorlar.
Evrimsel psikoloji mi toplum baskısı mı?
Şimdi benim zırva bulduğum kısmına geleyim. Şu zamana kadar en azından benim bildiğim bizim toplumumuzda kadınlara bir zengin erkekle evlenme baskısı var mı var. Şimdi bu şekilde yetiştirilen kadınların hepsi farklı düşünmeyebilir. Sorguluyorsa dahi o baskıya galip gelemeyebilir. Sonuçta medyada bile zengin erkekle evlenme baskısı var. Kadınların hepsi kendi eşiti değil zenginle evlenirsem sonra evliliğimde ezilirim hesabı yapmıyor. Sonra da evliliklerin yarısı boşanmayla sonuçlanıyor. Aslına bakılırsa o kadar ciddi boyutlarda aile ve toplum baskısı var ki kadınlar geleceğini düşünmeyebiliyor ya da boşanma ihtimalini pek hesaplamıyor. Her neyse böyle bir ortamda toplumun baskısını hiçe sayıp bu davranışı daha doğrusu baskıyı nasıl kadınların biyolojisi ya da evrimsel psikolojisi sayabilirsin ki? Ve evet evrimsel olarak da böyle. Bu yazımda yazmıştım. Önceden evliliklerde kadınlar belli paralar karşılığında kocaya satılırmış. Bunu da babalar yaparmış. Yani buna kadınlar karar vermiyormuş ki kadın biyolojisi olsun. Yine toplumsal roller.
Red Pill mantığının işe yaradığı nokta
Şimdi işe yarayan kısmına gelelim. Gerçekten de evrimsel olarak farklı bir noktaya geldik. Artık kadın özgür. Tamam hala bir baskı var ama hem bizim gibi toplumlarda belki daha baskın başka toplumlarda daha az ayrıca bu baskı azalma eğiliminde. Her şeyden önce artık kadın parasını kazanıyor. Erkeğe muhtaç değil. Çok yazdım özellikle bizim gibi toplumlarda evde erkeğin temel ihtiyaçlarını karşılaması gereken kadın. Karşılığında evin parasını da kadın getirmek durumunda. Bu ekonomik koşullarda artık erkek tek başına yetiremiyor. Dahası ekonomik krizler sonucunda erkek daha çok işsiz kaldı.
Sonuç olarak evlilik en çok kadına yük bindirdi. Bundan dolayı iyi kazanan, kariyer yapan kadınlar artık evlenmeme eğilimine girdi. Asgari maaş kazanan kanı beynine kadar yükselemeyen erkek çoğunluk artık kadın bulamıyor. Zaten yükselen kadın nefretinin en önemli bahanesiz sebebi bu aslında. Kısaca gerçek anlamda evrimsel psikoloji sebepli erkeklerin kadın bulmaya devam edebilmesi için elinde bir uzmanlığı olmalı, belli bir entelektüel seviyede olmalı belli başlı bazı konulardan anlayabilmeli. Sonuçta evrimsel psikoloji derken bugün geldiğimiz noktaya bakmalıyız. Mağaradaki halimize bakmak hata olur.
Aslında bana sorarsanız biyolojik eğilim kendinden üstün değil kendine benzeyeni bulmaya yönelik. Biyolojik kuram doğruysa ben neden başka kadınların da peşinden dolaşacağı alfa erkeği bulayım. Alfa erkeğe neden kendimi ezdireyim kendimle eşit olmak varken. Kadın doğurduğu çocuğun yanında en fazla kalacak erkeği seçer eğer toplum baskısı yoksa.
Yanlış okumalar
Bir de bu red pill olayını tamamen yanlış anlayanlar var. Kadınların biyolojisi gereği daha zengin erkek bulur çünkü yapısal olarak aç gözlü ve nankördür diye çevirmişler ve bu kadın nefretine dönüşmüş. Bir tanesiyle tartıştım. Dedim ki tersini düşün. Sen kariyeri iyi olan senden daha çok para kazanan bir kadınla evlenmek ister miydin dedim. O da asla diye cevap verdi. Bakın bu bir akıl tutulmasıdır. Sen hem kendinden daha fakir bir kadın bulacaksın hem de o kadına kendinden zenginle evlendi diye açgözlü nankör diyeceksin. Bu işin evlilikten sonrası da var. Kadın evlendikten sonra bile daha iyisini daha zenginini bulursa çeker gider diyorlar. Bu da biyolojiymiş. İşte burada arkadaş demiş. Hastanelerde kaç kadın hasta eşine bakarken, kaç erkek kadın elden ayaktan düşünce başkasını bulup evi terk ediyor. Hani arada iki kat fark vardır. Eşit olsa yine güler geçersin.
Birkaç tanede yine bu red pill fikriyle kadınların sevgisiz kalmış sonra serseri olmuş erkeklere eğilimiyle karıştıran olmuş. Bu erkekler alfa erkek değil. Buradaki kadının eğilimi annelik eğilimi. Serseri erkeğe anne sevgisi gösterip yola getirme eğilimleri oluyor. Bu hormonlardan kaynaklanan bir eğilim olduğu için biyolojik olabilirken bu konunun hipergamiyle hiç alakası yok.