Sezaryen Deneyimim

Önceki yazımda da bahsettiğim üzere doğumun normal olanı adı üsründe normal doğumdur. Ancak gerekli durumlarda sezaryen yapılır. Sezaryen endikasyonlarından biri de maternal anksiyetedir. Yani anne stresi. Bu durum biraz sezaryenin önünü açıyor. Yani her ben stresliyim, sezaryen olmak istiyorum diyen sezaryen olabilir. Normal doğumdan korkma sebebimiz çevreden ne kadar ağrılı olduğunu duymamız. Bu ön yargıları yıkmamız gerektiği ve pozitif doğum hikayeleri dinlememiz gerektiğini daha önceki yazımda belirtmiştim. Şunu unutmayalım. Sezaryen ciddi bir operasyondur. Ve sizi rahminizle birlikte kat kat kesildiğiniz ve dikildiğiniz bence normal doğumdan daha korkunç ve riskli bir operasyondur. O yüzden normal doğumun riskli olduğu durumlar hariç isteğe bağlı sezaryen olunmasını tavsiye etmem.

Diğer bir taraftan sezaryenin ülkemizde bu kadar yaygın olmasının tek sebebi anne adayları değil. Maalesef hekimlerin de çoğu anne adaylarını sezaryene yönlendirmeye çalışıyor. Bunun en önemli nedeni normal doğumda doğumun günü ve saati belli değil ve mesai saati dışına denk gelmesi ihtimaline karşı müdahale edecek yeterli personelin olmaması. Özel hastanelerde personel sıkıntılarını ayrı bir yazımda ele almak istiyorum. En çok bu sebepten dolayı hekimler anne adaylarını gereksiz sezaryene yönlendiriyor. Karşılaştığım enteresan şeylerden biri de bazı hekimlerin normal doğum yapacak kişilere dahi gün ve saat vermesi. Suni sancı vererek doğumu başlatıyorlar. Halbuki normal doğum yazımda da bahsettiğim üzere bebek hazır olduğu zaman doğum başlar. Bu bebeğin her şeyi için çok önemlidir. Hekimlerin anne adaylarını sezaryene yönlendirmelerinin bir sebebi de normal doğumun çok uzun sürmesi. Bebeğin ne zaman doğacağı belli olmadığı için ve doktorun hastanede olması şart olduğu için uzun süre beklemesi gerekebilir. Bu koşullarda sezaryen doktor için daha rahat olduğundan dolayı ülkemizde sezaryen çok yaygın. Bunları bana bizzat bir jinekolog anlattı.

Sezaryende anestezi genel ya da spinal yapılır. Spinal anestezi ameliyatta ayık olmanız ve bebeğinizin doğumuna şahit olduğunuz için güzel bir yöntem olabilir ancak her hasta spinal anesteziye uygun olmayabilir. Bu sebeple operasyondan önce anestezist değerlendirmesi çok önemlidir. Sonraki aşamada ameliyat bölgesi dezenfekte edilir. Doktor kesi yerini belirler ve operasyon başlar. Kanama kontrolü yapılarak önce dış deri sonra yağ tabakası sonra iç organları saran iki kat fasya ve periton dediğimiz dokular kesilir. Rahime ulaşılınca önce rahimin dış zarı sonra da rahim kesilir. Plasenta patlatılır ve bebişinize ulaşılır. Artık onu öpebilirsiniz. Çok yakında ilk nefesiyle ameliyathaneyi inletmeye başlayacaktır. Bebeğinizin ilk kontrolleri yapıldıktan sonra bebek odasına gönderilirken sizin işiniz hala bitmeyecektir çünkü kesilen yerler sırayla dikilecektir. Rahim dışarıya çıkartılıp dikilmeye başlanır. Her hekim hastasına göre farklı bir yol izleyebilir. Ama benim izlediğim operasyonda rahim iki kat dikildi. Zarı dikildi. Periton ve fasya dikildi. Yağ dokusu ve deri iki kat dikildi. Bu aşamalarda hekim baya terzi gibi dokuları dikiyor. Son deri tabakasında farklı bir dikiş tarzıyla kapatıyorlar. Artık estetik dikiş çok yaygın. Estetik dikiş yapmayan yer kaldı mı bilmiyorum. Bu dikişle hemen hemen hiç iz kalmıyor ve dikiş aldırmanız da gerekmiyor. Ameliyattan sonra birkaç defa sprey sıkıyorlar ve bir süre iz kalmasın diye bir krem sürüyorsunuz. Dikiş yeri oldukça büyük kasık bölgesi boydan boya kesiliyor diyebilirim.

Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi ne kadar normal doğum hayalleri de kursam sağlık problemim nedeniyle sezaryen oldum. Kendi durumumu bilmeme rağmen bir süre umutlandım. Birden fazla doktora danıştım ama maalesef kimse garanti vermedi ve doktorların önerdiği üzere sezaryen oldum.

Operasyondan birkaç gün önce anestezistle görüştüm ve kan tahlillerimi gösterdim. Operasyon günü verilen saatte hastaneye gittim. Belgeleri imzaladım ve odama yerleştim. Ameliyat önlüğümü giydim. Damar yolu açtılar ve serum vermeye başladılar. Hemşire kısa bir değerlendirme yaptı. Sabah vizitinde doktor uğradı ve bilgilendirdi. Sonra da beni ameliyata götürecek sedye geldi. Ailem gözü yaşlı soğuk ameliyathaneye uğurladılar beni. Bir süre ameliyathane kapısında bekledim. Sonra içeriye girer girmez anestezim yapıldı. Hiç acımamasına çok şaşırdım. Uyuştuktan sonra sondam takıldı ve karnıma dezenfektan sürüldü. Sonra doktor geldi ve ameliyata başladı. Bana beş dakika gibi gelen bir sürede minik bebişimi çıkardı ve önlüğün üstünden bana gösterdi. Herkes neşeliydi. Çok duygulandım ama nasılsa gözümden yaş akmadı. Bebeğimin iyi olup olmadığını çok merak ediyordum. Hemen bağırıp ortalığı birbirine kattı. Onu sarmalayıp verdiklerinde sakinleşmişti. Yüzünü öptüm. Yumuşacıktı. Sonra onu bebek odasına götürdüler. Sonraki aşama ne kadar sürdü emin değilim. Panik olurum diye düşünüyordum ama çok uykum geldi. Sonunda ameliyat bitti ve dikiş yerini kapatıp beni ameliyathaneden çıkardılar. Eşim beni bekliyordu. Odaya girince yatağa geçip üstümü giydim. Bir süre oturma pozisyonuna gelmememi tembihlediler. Zaten çok halsizdim. Bir titreme geldi. Annem yorganla üstümü örttü. Bebişim gelince biraz daha kendime geldim. Melek gibi uyuyordu. Annem hemen yanıma koydu. Minicikti.

Normal doğumun öncesi, sezaryenin sonrası zor demişlerdi ama benim zor geçmedi. Üç dört saat ağrım oldu ama çekilmeyecek bir ağrı değildi. İğneden korktuğum için ağrı kesici de yaptırmadım. Ancak altı saat içinde sondayı sökmeye geldiler ve tuvalete gitmek için ayağa kalkmam gerekiyordu. İlk ayağa kalktığımda çok canım yandı hatta ağladım. Bir gün boyunca her ayağa kalkmam işkence oldu. Sonra ayağa kalkmak da çok kolaylaştı hatta defalarca merdiven inip çıktım. Bir haftalık bir süreçte hareketlerim ağrıdan dolayı biraz yavaştı ama normal aktiviteme geri dönmüştüm. Bir hafta içinde hiçbir şeyim kalmadı. Bağırsak tıkanmalarını önlemek için gaz çıkarma istiyorlar. Gaz ağrısı çok kötü oluyor demişlerdi ama ben o konuda da sıkıntı çekmedim. Ancak sonda yüzünden biraz ağrım oldu.

Anestezi olarak eğer mümkünse epidurali öneririm. Bebeğinizin doğumunu görmek onu doğar doğmaz öpüp koklamak eşsiz bir deneyim. Yapılırken veya sonra da herhangi bir problem yaşamadım. Bazılarında baş ağrısı yapabiliyormuş hatta bu baş ağrısı kalıcı hale gelebiliyormuş ama bende olmadı.

Benim açımdan sezaryen rahat olsa da bebeğim açısından hiç iyi olmadı. Doğduğunda hazır değilmiş muhtemelen ememedi. Başlangıçta kucağıma alıp doğru pozisyonda emziremediğim için olduğunu düşündüm. Sonra da meme ucumdan kaynaklandığını düşündüm. Ama silikon meme uçlarıyla da ememedi. Hatta ilk hafta biberondan bile ememedi. Lohusalığımın ilk haftası kabus gibi geçti. Yapabileceğim bir şey yoktu. Bebeğimin yeterince gelişmesini beklemek zorunda kaldım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir