Kadın erkek eşitliği evrimi
Bugünkü radikal feminist yazımda kadın erkek eşitliği ve zamanla nasıl değiştiğinden bahsedeceğim.
Sosyal medyaya bakıldığında kadınlar konu hakkında pek konuşmazlarken erkekler kadınlar üzerinde üstünlüğünü ilan etmiş durumda. Gelişmiş ülke vatandaşları genel olarak eşitliği savunurken bizim kültürümüzde genelde erkek üstün olarak düşünülüyor. Hem de bunu düşünen erkeklerin çoğu hayatta bir baltaya sap olamamış kişiler. Dünyadan da pek haberleri yok gördüğüm kadarıyla. Ben olaya objektif olarak yaklaşmak istiyorum. Yukarıya radikal feminist yazdım ama aslında oldukça objektif bir yazı bence. (Bir de femiznizmin ne olduğunu bilmeyen ısrarla ne olduğunu da öğrenmeyen aşırı cahil bir kitle var. Feminizmi bir çeşit ahlaksızlık, dinsizlik falan gibi görenler var. Onlar okuma yazma bilmediklerine göre yazımı da okuyamaz, hecelerlerse de herhalde anlayamazlar gibi düşünüyorum. Aman aman evlerden ırak olsunlar zaten.)
Avcı-Toplayıcılıktan Tarım Devrimine
Aslında başlarda kadın doğurabildiği için üstün görülmüş. Gerçekten de erkeğin yapamadığı bir olay. Bu konuda kadın net olarak erkekten üstün ona diyecek bir şey yok. Avcı toplayıcı hayatta erkeğin bir üstünlüğü yokmuş. İşler eşit bölünüyormuş. Yapısal olarak erkek saldırıp, alt etmeye meyilliyken kadın da dikkat toplayıp, doğaya adapte olup, hayatta kalmaya meyilli. Bizim hödük erkekler hala en önemlisinin av olduğunu söyler ancak biz aslında etçil değiliz. Av kadar meyve sebze de önemli ve doğadan zehirli olmayan yiyeceklerin ayırt edilmesi aslında daha zor. İlk şifacıların çoğunluğu kadınmış.
Sonra insanlığı bu noktaya getiren en önemli şeylerden biri olan tarım icat edilmiş. Tarımın bulumasıyla insan yiyecek içeceğe daha az vakit harcar olmuş. Hayatı daha çok kolaylaştırmış ve geliştirmiş. Yerleşik hayata geçmiş. Sonra da topluluklar, devletler oluşmaya başlamış. Derken bugünlere geldik. Tarım devrimiyle birlikte hayvanların evcilleştirilmesiyle ava da gerek kalmamış. Elbette tarımı icat edenin o dönem toplayıcılık yapıp, bitkilerle uğraşan kadınlar olduğu düşünülüyor.
Erkekler saldırıp, alt etmeye meyilli demiştik. Tarım devrimi ve düzenli hayatın kurulmasıyla erkekler boşa çıktı. Ben savaş ve yağmanın artmasının en önemli nedeni olarak görüyorum. Çünkü erkek hayvanlara saldıramayınca bu sefer insanlar birbirine saldırmaya başlamış. Bu da insanlığın bir ileri bir geri gitmesine sebep olmuş. Savaşanların neredeyse hepsinin erkek olduğu malum.
İlk ve Orta Çağda Kadın Erkek Eşitliği
Öne çıkma derdi olmayan ve işi başından her zaman aşkın olan kadın devlet ve topluluk yönetimlerini erkeğe bırakmış. Ancak erkeği de hiç yalnız başına bırakmamış. Osmanlıda da dahil olmak üzere devlet yönetiminin arka perdesinde her zaman kadınlar varmış. Böylelikle daha sağlıklı ve dengeli topluluklar kurulmuş. Herkes için geçerli olmasa da çoğu mucit, düşünür ve sanatçının da arkasında çoğunlukla kadın varmış. Bundan bin yıl bile önce düşünür ve mucit kadınlar varmış. Ancak elbetteki insanların yeniliğe karşı düşmanlığı yüzünden çoğu korkunç bir şekilde öldürülmüş. Çoğuna cadı damgası vurulmuş. Bundan erkek mucit ve düşünürler de nasibini almış elbet ancak kadınları daha bir vahşice öldürmüşler.
İşte tarihteki başarılı kadınları gördükçe acaba diyorum bazı mucit ve düşünür erkeklerin de başarılarının arkasında tamamen ya da kısmen bir kadın mı var? Peygamberlerin bile en büyük destekçilerinin -Hz. Hatice, Meryem Magdela gibi- kadın olduğu biliniyor. Yakın tarihte de karı koca mucitler var. Birbirini tamamlamak başarıya giden yollardan biri kuşkusuz ancak bu, aynı zamanda kadının kendini geriye çeken toplumsal cinsiyet rollerinden de bir miktar sıyrılması için bir strateji olabilir.
Kuşkusuz son yüzyıla kadar bütün dünyada kadın ikinci sınıf vatandaş olarak görülmüş. Neslin devamı olmadan insanlığın yaşaması mümkün değil. Geçmişe bakılırsa hastalıklar, savaşlar derken doğan çocuklarda hayatta kalma yüzdesi çok da fazla değilmiş. Bu durumda kadın ve çocuğun korunması elzemken sonra kadının erkekten aşağı görülmesi durumuna gelinmiş. Kadın zorla pasif bırakılmış. En önemlisi eğitim hakkı engellenmiş ve bunun sonucunda da kadın ister istemez erkeklere kıyasla pek çok gelişmede öne çıkamamış. Ancak bu durum kadınlara da eğitim hakkı verilmesiyle kadın lehine gelişmeye başlamış.
Gelişmiş ve Gelişmemiş Ülkelerdeki Farklar
Bugün gelişmiş ülkelerde kadın erkek eşitliği varken ve roller genel olarak eşit paylaşılmışken, gelişmemiş ülkelerde hala erkek kendini kadından üstün görmesine rağmen aslında kadın gelişmiş ülkelere kıyasla erkekten bariz şekilde üstün. Evet doğru duydunuz, gelişmemiş ülkelerde kadın gelişmiş ülkelere göre daha üstün. Şimdi açıklayacağım ve neden gelişmemiş ülkelerde kadın olmazsa erkeğin hayatta kalamayacağını anlayacaksınız.
Bundan belki de 50-60 yıl gibi kısa bir süre önce erkek evden dışarı çıkıp evin parasını kazanırken kadın da evde kalıp evin işlerini ve tasarruf, para biriktirme ve sermayenin değerlendirilmesi işlerini yapıyormuş. Örnek olarak ekip, biçme, gıdaların hazırlanması, saklaması, terzilik, kışlık kıyafet örgü, dikim… Böylelikle aileler daha az tüketir ve sermayeleri korurmuş elbette.
Kadının iş gücüne katkısı
Ancak şimdi tek maaş yetersiz olduğundan erkek tek başına aile gelirini denkleştiremiyor. Bu erkeğin değil sistemin suçu. İşin daha garibi artık pek çok iş sektöründe erkekten çok kadın tercih edilmeye başlanıldı. Kadın erkekten daha pratik, daha hızlı odaklanabiliyor ve insan ilişkilerinde çok daha iyi. Yine hödüklerin zannettiğinin tersine zeka gerektiren akademik işlerde artık kadınlar erkeklerin önüne geçmeye başladı. Artık üniversitelerde dereceye girenlerin çoğu kadınken üniversitedeki araştırma geliştirme yapanların çoğunluğu kadın. O yüzden ben kadın evde oturur erkek evin parasını getirir diyenlerin evden hiç dışarı çıkmayan dünyadan bihaber küçük çocuklar olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında ‘işler tersine döndü, bizler kadınlar yüzünden iş bulamıyoruz’ diyen erkeklere hak veriyorum. Yanlış anlaşılmasın kadın çalışmasın erkek iş bulsun demiyorum. Sadece evet durum bu, artık iş gücünde kadın daha çok çalışıyor. Ben tespit olarak hak veriyorum. Zaman önyargı değil mantık çağı. Elbette kadınlar daha etkin ve verimliyse kadınlar tercih edilecek.
Tüm dünyada işsizilik oranları artarken artık dünyanın her yerinde ailelerde kadın çalışırken evde erkekler var. Gelişmiş ülkelerde erkekler daha objektif düşünebiliyor. Kadın evin parasını getiriyorsa ben de ev işlerini yapmam gerekir diyebiliyor. Bu sadece batılı ülkelerde böyle değil. Japonların ‘The way of the househusband’ animesinde bunu disiplin haline nasıl getirdiklerini görebilirsiniz.
Ancak bizim gibi gelişmemiş ülkelerde erkeğin çalışmadığı veya eve para getirmediği saklanırken kadın evin tüm parasını ya da çoğunluk parasını getirirken ev işlerinin de tamamı kadına yıkılıyor. Erkek evde hiçbir şey yapmaz kadının üstünde yaşarken kadın olmadan hayatta kalması neredeyse mümkün değilken bir de yaşadığı ciddi özgüven probleminden dolayı erkek kadından üstündür diyip bunu kabul ettirmeye çalışıyor. Size soruyorum böyle bir ortamda hangi taraf daha üstün?
Kadın Erkek Eşitliğinde Bugün Neredeyiz?
Önceden de belki erkek avcılık ihtiyacı ortadan kalkınca boş kaldı. Kadınlar pek çok konuda daha aktifti. Belki de boş kalınca erkek daha çok düşünür oldu ve bir şeyler icat edebildi. Bu yine erkeği kadından daha üstün yapmıyor. Kadının saldırgan olmaması, daha uzlaşmacı olması, aktif olması kadını erkekten daha aşağı yapmıyor.
Yine gelişmiş ülkelere bakarsak artık en yüksek iq sıralamalarında birinci genelde kadın olmak üzere sıralamaların genellikle kadın ve erkek arasında eşit olduğunu görüyoruz. Yukarıda da belirttiğim üzere kadınlar artık akademide de daha başarılı. Eğitim hakkının eşitlenmesinin sonuçlarını yavaş yavaş görüyoruz. Maalesef bu durum çok yeni o yüzden nispeten yeni bir sonuç.
Gelecekte ne değişecek?
Şimdi yazının radikal feminist tarafına gelirsek ben geçmişte kadın erkek eşit değilken bugün olanakların eşitlenmesiyle kadın erkek eşitliğine dönülmesini de gözleyerek, bir yüzyıl kadar sonra durumun kadın üstünlüğü lehine gelişeceğine inanıyorum. Bunun en büyük sebebi insanın evrilmesiyle saldırganlık, fiziksel güç gibi üstünlük sayılan şeylerin artık zekasal üstünlüğe bırakması. Kadınların zekasal olarak üstün olduğuna olan inancım belki de gelişmemiş ülkede büyümüş olmamdan kaynaklı. Çünki yukarıda da örneklediğim üzere gelişmemiş kafalarda erkeğin hayata tek başına adapte olması güç görünüyor. Belki gelişmiş ülkelerde, daha iyi eğitim verilen ülkelerde zeka seviyeleri eşit gibi görünüyor. Ancak kadın daha çoklu odaklanmaya sahip ki artık teknoloji bizi buna yönlendiriyor. Ayrıca hormonlardan dolayı kadının daha az fiziksel ihtiyacı var. Ve yine hormonlardan dolayı kadının eq seviyesi erkekten daha yüksek. Kadın saldırmıyor ve suça eğimli değil erkek kadar. İşte bu yüzden daha sağlıklı bir gelecek daha çok kadın tarafından yaratılacak gibi görünüyor.
Kadınlardaki doğum üstünlüğü ilk baştan beri olduğu gibi devam ediyor. Fertilitenin de azalmasıyla yine kadın daha değerli olacak. Çünkü soyun devamı insanlığın devamı için hala çok önemli. Zamanında kadın doğurganlığının kutsallığı, kadın erkek tarafından döllendiği anlaşıldığından bozulmuş. Ancak bugünki teknolojiyle yumurtadan yumurta döllenerek sadece x geniyle de olsa kadın soyunu tek başına devam ettirebiliyor.
Bugün savaşlar azaldı ve topluluklar daha insancıllaştı. Saldırganlığın azalması ve insancıllaşma şüphesiz daha çok kadın hormonlarının etkisi. Bugün kadın erkek eşitliği yönünde dengelerin değiştiği gibi evrimle daha çok hayvandan ayrıldık. Nitekim insanlık olarak son yüzyıldaki hızlı atağımızın en önemli sebebi de kadının toplumun sayılan bir ferdi haline gelmesi. Bir diğer değişik durum ise erkeklerin gün geçtikce feminenleşmesi. Yarın küreselleşmenin etkisiyle kalan savaşlar da azalacak. Başımıza bir felaket gelmezse kadın erkek eşitliğinin yayılacağına, dünyayı kadınların yöneteceğine daha gelişmiş ve barış içinde bir dünya yaratacağımıza inanıyorum.