İklimlerin insanlık üzerine etkisi

Coğrafya kaderdir söylemini iliklerine kadar yaşadıktan sonra neden kimi ülke daha ileride, neden kimi daha geride, neden biri sömürülüyor, neden diğeri sömürüyor gibi insanlık evrimiyle ilgili araştırmalarıma devam ettim hatta abarttım sosyoloji alanında ikinci üniversitemi okumaya başladım. Bir cevabı Tüfek, mikrop, çelik isimli belgeselden aldım. Bu belgeselin kitabı da var ve pek çok ödül almış. Belgeselde bahsedilenler sosyoloji bölümünde de okutuluyor.


Anlatılanlara göre insanlık gelişmesinde en büyük etkenlerden biri de iklimler. Çok sıcak ve soğuk iklimlerde elbetteki insanlık hızlı gelişemiyor. Ayrıca iklimlerin etkisiyle bölgede yetişen bitkiler de çok önemli. Mesela batıda tahıl ihtiyacı buğdaydan karşılanırken doğuda pirinçten karşılanmış. Buğday pirinçten daha çok protein içeriyor bu da beyin gelişimini hızlandırıyor. Kimi coğrafyalarda ana besin kaynağı farklı tür ağaç köklerinden karşılanıyor. Bu besinleri çıkarmak çok zahmetli ve insanlar yüzyıllar boyu bu besinlerle hayatlarını devam ettirmekte çok zorlanmış. Bu topluluklardan hala avcı toplayıcı yaşayanlar var. Bazı coğrafyalarda çok miktarda zehirli böcekler ve hayvanlar var. Mesela Afrika’da sıtma ve diğer hastalıkların çok yaygın olması da oradaki gelişimi etkiliyor. Hollandalılar o bölgeyi kolonize etmek isteyip hayatta kalamamışlar. Orada yaşayan insanlar çok gelişemese de en azından bağışıklıkları var ve hayatta kalabiliyorlar. Ancak o dönem bölgeye gelen Avrupalılar hayatta kalamamış.


Benim fikrime göre aslında en iyi adapte olup en iyi gelişen topluluklar göçebe topluluklar. Şu an göçebe bir topluluk kalmadı ancak iklimlerin değişimine de bakılırsa göç etmiş topluluklar yerleşik topluluklardan daha gelişmiş olduğunu düşünmekteyim. Çünkü zamanla bazı topraklar çoraklaştı. Nitekim şu an daha çok küreselleşme etkisiyle bireysel bir göç var. Genel olarak vasıflı göçü kabul görüyor dünyada ve göç edenler çoğunlukla yaşam standartlarını yükseltiyorlar.

Her zaman geçerli mi?


Şimdi kendi tecrübeme gelecek olursam ben Avrupa, Türkiye ve Arabistan coğrafyalarında yaşadım. Yani okumakla kalmıyor yaşayarak da öğrenmeyi seviyorum. Avrupa Türkiye’den gelişmiş buna şüphe yok. Ancak kafamın karıştığı nokta nasıl son 10 yılda Arabistan-Körfez coğrafyası gelişmişlik yönünden Türkiye’yi geçiyor. Bugün din adı altında ülke karanlığa sürüklendiği için dine karşı, ondan dolayı da Araplara karşı bir miktar öfke var. Ancak birincisi bu ülkeler aşırı sıcakta yaşıyor ve burada hurma dışında bir şey yetişmiyor. Zamanında medeniyet beşiğiymiş, tabii ki medeniyet mezapotamya ve çevresinden doğmuş ancak bu bölge yıllar içinde çoraklaşmış. 50-70’lerde ülkemizle Arabistan coğrafyası arasında çağ farkı vardı resmen. Ancak petrolden elde ettikleri gelirleri doğru kullanmaları sonucu hızlı bir ilerleme kaydettiler.


Ama gördüğüm kadarıyla Türkiye’den hiç dışarıya çıkmayan iki kutup da toplumlarla ilgili ciddi anlamda cahil. Bir kutup Avrupa’yı cennet sanıp Arapları hala kızları kuma gömen bir millet olarak görüyor. Birincisi Avrupa cennet degil. Güvenlik, göçmen, sağlık gibi konularda hala ciddi sıkıntılari var. İkincisi de Arap-Körfez ülkeleri aşırı geri değil. Zaten sadece ziyaret edilerek de görülebilir bence ama mesela Bae geçen sene Mars’a uydu gönderdi ve bu sene Ay’a uzay aracı gönderdiler. Suudi Arabistan öyle bir iklimde tarımda ihracat yapmaya başladı. Bir de bize bak biz de böyle bir coğrafyada tarımda ithalat yapıyoruz. Arapçı kitleye de körfez ülkeleri şöyle gelişmiş, kadınlar ezilmiyor, çalışıyor okuyor, dinde zorlama yok gibi şeyler söylediğimde de linç yedim. Onlar da herkes Afganistan gibi olsun istiyor.

Neden gerilemiş olabiliriz?


Kısaca iklim ve bölgede yetişen gıda kaynakları her zaman da insanlık gelişmişlik düzeyini etkilemiyor görüldüğü kadarıyla. Benim gördüğüm başka ülkeleri sömürerek geçinen ülkeler var bir de halkını sömürerek geçinenler. Sanırım bugün başka ülkeleri sömürenler zamanında halkını sömürüp bu işin olmayacağını anlayan ülkeler. Daha önce yazdığım gibi bizde sınıf ayrımı hiçbir zaman Avrupada’ki boyutlara ulaşmadığından ciddi tepki oluşmamış. O yüzden bu konuda pek tecrübemiz yok. O yüzden biz halkını sömürerek geçinen bir ülkeyiz. Bu şekilde geçinen pek çok ülke iç savaşa sürüklendi yakın tarihte. Tabii bu ülkelerin bu noktaya kadar gelmesinde sömürgeci ülkelerin rolu ayrı bir tartışma konusu.


Arabistan coğrafyası sömürme konusunda tarafsız. Yani ne halkını sömürüyor ne de başka ülkeyi. Aslında en temizi gibi görünüyor. Yine pek çok şeyden haberi olmayan bazı insanlar dışardan gelen işçilerin sömürüldüğüne inanıyor ancak o işçiler her halükarda kendi ülkelerinden daha iyi bir hayat yaşıyor. Yoksa neden gelsinler ki? Mesela ben ve pek çok Türk Türkiye’den çok daha iyi bir hayat yaşıyor. Yani sömürülüyorsak bile kendi ülkemizden daha az sömürülüyoruz. Üstelik yabancı işçiler arasında Avrupa’nın pek çok yerinden gelen insanlar da var.


Coğrafya kaderdir lafının üzerine ülkemiz neden bu hale geldi sorusuna pek çok cevap verilebilir. Bunlardan biri de demokrasinin buglarının bulunmuş olması. Bu yazımda biraz daha irdelemiştim ancak daha çok sorgulanması ve araştırılması gerekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir