Doğum öncesi alışveriş listesi

Bundan 6 buçuk yıl önce de doğum öncesi alışveriş listesi yazmıştım. Hey gidi günler. Daha önce de dediğim gibi bu blog aynı zamanda bana hatıra oldu ve önceden neler aldığıma dönüp baktım.

çatlak kremi

İlk aldığım şey çatlak kremi oldu. Bu krem en çok önerilen kremdi. Hatta internetten aldıktan sonra hemen hemen bütün marketlerde denk geldim. Meğer popüler bir kremmiş. Bu sefer dibini gördüm. Ama yine önceden çatlayan yerlerden çatladı. Ya da öncekilerin rengi değişti bilemiyorum.

Dolap: Bebeğin eşyalarını koymak için İkea’dan dolap aldık.

Kıyafet

Hastane çıkışı almak için uğraşmadım bu sefer. Çünkü alttan çıtçıtlı olmayanlar kullanışlı olmuyor zaten. Kendim kombin yaptım. Ben 3-5 tane aldım. Önceki gibi hediye de bol geldi.

Battaniye

İki tane kalın battaniye aldım. Bunlardan biri enteresandı. Bir tarafı tüylü sıcak tutma özelliği varmış. Öteki de pıtırcıklı çocuk ipek gibi hissedip rahatlıyormuş. Bir tane kalın da tesadüf büyükten kalmıştı getirmiştim yanımda. Hem yaz bebeği hem de malum çöl sıcaklarında yaşadığımız için ince battaniyeler aldım. Hepsi kundak da olabilen battaniyelerdi. Özellikle yeni doğan döneminde çok pratik oldular. Hediye de geldi.

Müslin ve havlu bez:

5-6 havlu bez aldıysam sanırsam bir 30 tane de müslin bez aldım. Eşim ilk çocukta bu kadar sürece dahil değildi unutmuş ne kadar kullandığımızı önce gereksiz buldu sonra da ne kadar işe yaradı deneyimli kadınsın tabii artık dedi. Aldığım müslin bezlerde ekstra hoşuma gitti. Çift katlı ve yumuşacıklardı.

Kalın kundak: Bu kundak üstten fermuarla kapatılınca kafayı sarıyor. Yenidoğan döneminde özellikle hastaneye getirir götürürken kullandık. 

Yan yatırma yastığı: Her ne kadar yan yatırma eskisi kadar popüler olmasa yerini gövdeyi eğimli yükseltmeye bıraksa da anne yanı beşiği için güvenli oldu. 

Topponcino:

Bunu ilk çocuğumda bulamadığıma üzülmüştüm. Emekleme döneminde annemler eski tarz minderlerden getirmişti. İnternete topponcino yazınca çok pahalı alternatifler çıktı ama bizim ticaret merkezinde çok uygun fiyata bulunca hemen aldım. Bunu üçüncü aydan itibaren sürekli kullandık. Kendi yastığı da var.

Çorap, eldiven seti:

Eldiven neredeyse hiç kullanamadık hep elinden çıktı gitti. Hastaneden çıkar çıkmaz da zaten kullanmayı bıraktık. Çorap ilk çocuğum kış çocuğu olduğu için patikli pantolonun içine bile giydiriyordum. Şimdi yine giydirdim şortların altına. Bu sette ekstra yastık vardı kafa oyuklu. Alt değiştirme ünitesine koyayım dedim ama bir ay içinde çok küçük kaldı. Şimdi pozisyonlamak için yatağın altına koyuyorum.

Önlükler:

Bu geçen çocuğumda ensesine dokunduğu için dikkat ettim ve yandan cırt cırtlı aldım. Beslenirken müslin bez daha çok işe yarıyor ama beslendikten sonra kusmalar için baya işe yarıyor. Benim aldıklarım kumaş önlük değildi onlar pek işe yaramıyor. Su geçirmez yumuşak önlüklerdi. Ek gıdaya da ilk geçişimizde işe yarayacağını düşünüyorum.

Tırnak makası, tarak seti:

Bir yenidoğana özel makas ve bir çıtçıt makas. Ben direkt çıtçıt makasa geçtim bu sefer deneyimli olunca. Ayrıca içinden fırça ve tarak çıktı. Tarak da konak durumunda faydalı oldu.

Banyo kesesi: en yumuşaklarından bebeki kesesi. Türk malı bulduk ele geçirmeli.

Puset oto koltuklu ana kucağı seti:

Evet bu alışverişten kurtuldum. Geçen sefer aldığım en pahalı şeydi ve bu sefer alsaydım yine en pahalı şey olacaktı. Burada sadece baton puset vardı ama gittik Türkiye’den eskisini getirdik. Uçaklara kapısına kadar götürüp ücretsiz teslim edebiliyorsun.

Biberon:

Sonraki aldığım şey biberon oldu. Hem ilk günlerde hem de sonra ememezse pompalayıp vereceğimi sonra işe başlayınca da kullanılacağını tahmin ediyordum. İlk çocuğumda Dr. Browns’tan çok memnundum ama hem antikolik hem anne memesi özelliği çıkmış. Araştırınca en çok önerilen iki markayı buldum. Nano bebe ve comotomo. Fiyatta ötürü nanobebe seçtim. Yalnız hastanede bunu kullanmaya gerek kalmadı. Üçlü set aldım.

Parantez azıcık ucundan doğum hikayem:

Burada ekstra parantez açmak istiyorum. Aslında yurtdışında doğum yapmak en büyük korkularımdan biriydi. Büyük bir muamma içindesin. Ya derdini anlatamazsan? Orada anestezili yatıyorsun sonuçta. Muammalar bitmiyor. Doğru düzgün insan da tanımıyorum. Kimseden doğru düzgün öneri de alamadım. Türk doktorların hiçbiri sigorta anlaşmalı hastanelerde çalışmıyordu. Yabancı arkadaşlar da diğer emirlikleri önerdi ama gidip gelmek sıkıntı olacaktı hamile halimle. İlk zaman hamile şüphesiyle evin yakınındaki oğlumu götürdüğüm zincir klinikteydik. Eşim sorsana belki burada jinekolog vardır diyerek gittiğim jinakologla sonuna kadar devam ettim. İki hastaneyle çalışıyordu. Neredeyse Dubai’nin en ucuz özel hastanesine karar kıldık. Zaten devlet hastaneleri de burada ücretli hatta sigortam karşılamadığı için beni zorlayacak bir ücret ödemem gerekiyor.

Dubai’de sağlık sistemi

Burada sigorta belli bir miktara kadar karşılıyor. Benim gittiğim hastanenin fiyatının onda dokuzunu karşılamış oldu. Yoksa en ucuz hastane de bile servet ödemek gerekiyor. Neyse dedim acaba seçtiğim hastaneler ve doktor iyi mi kötü mü derken inanılmaz memnun kaldım. Hastane epey lükstü. Vip odada kaldım. Hemşirelerden gördüğüm hizmete şok geçirdim. Beni çok iyi monitorize ettiler. İlk çocuğumu İstanbul’da yaşadığım semtteki en iyi özel hastanesinde ve hastanenin en iyi doktoruyla doğurmuştum. O zaman sezaryen diye tutturmuştu. Bu yazımda bahsettim. Güvenmeyip Türkiye’de doktor doktor gezdim hepsi sezaryen demişti. Bu seferki doktor yoo dedi istersen normal doğurursun. Meğer bu doktorun sezaryen sonrası normal doğym konusunda ekstra uzmanlığı varmış. Ama hem ilk doğumdaki sezaryen sebebi olan rahatsızlığım aynen devam ediyor üstüne ilk sezaryenden sonra komplikasyon oluşup daha kötü bir tablo oluşmuştu. Üstüne rahmimde kesik vardı. Doktor dedi elbette daha zor ve riskli dedi. Ama ben bu sefer kendi isteğimle sezaryen seçtim.

Her neyse aynı dili konuşmamamıza rağmen doktor bana Türkiye’dekinin anlatmadığı kadar ameliyat yeri bakımı gibi şeyler anlattı ve dedi ki sezaryenden sonra 3. Gün sütün gelecek. Ve ben bir aydınlanma yaşadım. İlk çocukta mal gibi sarılık olana kadar uğraştık. Zaten ilk gün doğrulamıyorsun bile. O zaman için doktorum Hipp mama aldırmıştı ama bir açıklama yapmadı. Hemşireler de anne sütü dedi başka şey demedi. Halbuki ilk üç gün sarılık açısından çok kritik. Hastanenin mama hizmeti varmış. Sınırsız sma mama verdiler. Özel yenidoğan mamasıydı. Direkt hazır mamaydı. Özel küçük şişelerde geliyordu. O şişelere uyumlu biberon ağzı vardı. Bunlar bebeğin damağını uyarak kauçuk emziklerdi. Çocuk ilk günler ancak bu emziklerden emebildi. Evet o arada iki ayrı biberon denek onlardan ememedi. İlk oğlumda da aynısını yaşamıştık. 

Türkiye’de doğurmak?

Bu arada Türkiye’ye gidip doğurmayı düşündüm. Ama hem çok önceden gitmem gerekiyordu. Burada doğum izni de Türkiye’deki özel sektörden hiç farklı değil. Tek avantajı yıllık iznin fazla olması ben de önceki seneden izin biriktirmiştim. Yeni yasayla artık izin biriktiremiyorsun ama sağ olsun iş yerim bana kolaylık sağladı bu konuda. Hastane ücretlerini de göz önünde bulundurdum. Kur farkıyla Türkiye’de ucuza gelir diye düşünmüştüm. Ama Türkiye’de fiyatlar uçmuş. Tabii Türkiye ödeyeceğim total fiyatla burada ödeyeceğimin onda birini karşılaştırıyorum çünkü burada gerisini sigortam ödeyecekti. Yoksa burada sağlık bel büküyor. Büyük oğlumun okuluna denk geliyordu onu bırakmam gerekiyordu. Halbuki doğum sonrası onun yaz tatiline denk gelecekti. Türkiye’de doğursam çocuğa vize almam gerekecekti halbuki içeride doğurursam tüm işlemler çok daha kolay ve ucuza geliyordu. Ve böylece ikinci oğlum Dubai doğumlu oldu.

Anne yanı beşiği:

ilk oğlumda park yatağı sadece bir ay kullanabilmiştik. Sonra yanıma yatırmıştım. Anne yanı beşiğiyle bu derdimiz kalmadı. Ben alt değiştirme ünitesi de olan bir yatak seçtim. Ayrıca cibinliği, alt rafı, iç yatağı var. Tekerlekleri sayesinde mobil olabiliyor. Ayrıca eğimli kullanılabiliyor.

Lastikli yatak örtüsü: daha önce olduğu gibi İkea’dan üç tane aldım. Sadece yatakta değil topponcinoda da kullanıyorum. Sıvı tutucu alezler pahalı. Neyseki oğlumdan kalmıştı. Yatağa ve topponcinoya serdim. 

Meme ucu:

Bunu görünce tamam dedim. Sıkıysa bundan içeme. Hastaneden eve gelince doktorum tam olarak dediği gibi 3. gün sütüm indi ben şoklardayım. Tabii meme ucu ve pompa sayesinde de daha rahat gördüm anladım. İlk doğumumda ilk günler kullanmadığım için anlayamamıştım. Tam tahmin ettiğim gibi süt ucunda birikiyor ve bebeğin ağzına akıyor. Bu durumda çekememe emememe derdi olmuyor. Biz bir iki hafta içinde emme sorununu atlattık. Tabii bu sefer meme ucum yara oldu. Belki ikincisinde olmaz demiştim ama. Nihayetinde ilkini iki seneden fazla emzirmiştim. Ama oldu. Sonra yine bu uç imdadıma yetişti. Kısaca neredeyse tüm lohusa dönemini bununla geçirdim. Tam acaba ikincisini alsam mı diyordum ki sürece alıştık. Yine tekrar ediyorum herhangi bir meme reddi yaşamadık.

Kundak:

Üçlü bu setten aldım. Kendim kundak yapmak için uğraşmayacaktım. Daha önceki şikayetim çocuğun kundakta durmamasıydı. Ancak bu kundağın cırt cırtları sağlamdı. Çocuk yine kolunu orasından burasından çıkarmayı başardı ama yine de görevini yerine getirdi. Ancak bir ay sonra çocuğa küçük gelmeye başladılar.

Pompa:

Evet yine olmazsa olmaz. Bu sefer çok tanınmış marka olmayan otomatikler çok ucuz olunca otomatik aldım. Boynum ağrımıyor ve sağarken video vs izleyip rahat ediyorum. Hala gayet sağlam. Bunun da eller serbest versiyonları çıkmış. Sütyeninin içine koyuyorsun kendi sağıyor.

Biberon kurutma kutusu:

Biberon kurutma için aparat almam gerektiğini biliyordum. Bu sefer kapalı kutu olarak aldım. Taşımada da rahatlık sağlıyor. Hem böcek hem tozdan da korur diye düşünmüştüm. Altında sarkan suyu alan sürmeli bir kabı var. Her yerinde hava deliği olmasına rağmen biberonlar nemli kaldı. Ben de ağzı açık kullanıyorum. Yine de bulaşıklık  gibi olanlardan daha korunaklı oldu. Tozdan korumasa da böcekten koruyor.

Emzik:

anne memesi derken bunu da nanobebe aldım. 4lü setti. İlk çocuğumun emme kaslarının gelişiminde emziğin faydası olduğuna inandım. O zaman önerilere uyup ilk üç hafta vermemiştim. Bu sefer hastaneden çıkar çıkmaz dayadım ağzına. Bu sefer erken doğum ve daha düşük doğum ağırlığına rağmen çocuğun emme sorununun daha kısa sürede çözüldüğünün yine altını çizeyim.

Banyo oturtma aparatı:

ilk çocuğumda çok rahat etmiştim aynısını aldım. Hatta rengi bile aynı. Bir leğene koyarım yine diyordum bir baktım bizim ticaret merkezinde bebek küvetleri leğenlerle aynı fiyata satılıyor. Aldım. Küvetin içine koyup yıkıyorum.

Havlular: Hem küvet apatatının üstüne koyarım hem de yaz bebeği nasılsa altını yıkar havluyla silerim diyip 3-4 tane farklı boy çok yumuşak bebek havlusu aldım. Tabii bebeğin kurulanma havlusu olarak pelerin havlu da aldım.

Chicco nazal aspiratör:

hem marka hem taş gibi sağlam geldi. Türkiye’ye göre de epey ucuzdu. Ne oluyor dedim meğer elektronik burun hüptürme cihazları çıkmış. Biz manuel aldık.

Burun için serum fizyolojik: Tabii almışken bunu da aldık eczaneden.

Mustela yeni doğan köpüğü:

bu ilk oğlumda yoktu ya da yaygın olmadığından görmemişim. Bu banyoda ekstra yumuşaklık sağlıyor. Ama kısa sürede bitiyor.

Lansiloh meme kremi:

işte olmazsa olmazlardan biri daha. Bebek emmeye başlayınca ikinci çocuk dahi olsa meme ucu dayanmıyor ve bu krem hızır gibi yetişiyor. Genelde bir ay kadar kullanımdan sonra meme ucu alışıyor ve gerek kalmıyor ama alışana kadar her emzirme sonrası sürmek gerekiyor.

Bebek çamaşır deterjanı: ilk oğlumda iki sene çamaşırlarını ayrı yıkamıştım. Frosh marka aldık. Bu oğlumda da doğumdan önce güzelce çamaşırlarını yıkayıp ütüleyip hazırlayamadan bir sabah ansızın geliverdi 😀

Biberon yıkama deterjanı:

aynı şekilde Frosh marka biberron, emzik, pompa hepsi için.

Alt değiştirme bezi: bunu da aldığımda bir koli geldi. Bezler çok ince ama çok iyi emiciydi. Şok geçirdim çünkü çok ucuzdu. Bir yıl yetecek galiba. Türkiye’de olduğumuz dönem de aldım ama onların içinden 4-5 tane çıkıyor ve çok kalınlar. O yüzden kutuda daha fazla var sanıyorsun.

Yetişkin bezi: burada lohusa bezi diyince Türkiye’den aldıklarım çıkmadı. Ya orkidin çok daha büyük bir versiyonuyla transparan bir lastik atılabilir külot çıkıyordu. Zarla zorla lastikli alttan geçirmeli bir hasta bezi buldum. Ama kullanmadım çünkü hastanenin lohusa bezi hizmeti de varmış. Meğer o ikisini birlikte kullanıyormuşsun. Sezaryen yerini sıkmaması açısından daha rahat oldu. Hastaneden çıkınca da pek kullanmadım.

Meme pedi: bunu da ucuz almama rağmen yaya bırakmadı. Emiciliği çok iyi çok uzun süre gidiyor. Şu an bittikçe almaya devam ediyorum.

Eco boom bebek bezi:

ilk oğlumda bambo nature kullanmıştım. Hazır bezlerin zararlarından bu yazımda bahsetmiştim. Türkiye’de artık sadece büyük boylarının satıldığını görünce yıkıldım. Sanırım küçük boylarını da yurtdışından sipariş verebiliyorsun. İki ayda geliyor. Kur farkıyla servet olmuş fiyatı. Sanırım kimse alamıyor ki satılmıyor artık. İşte cari açık, dış borçlanma sonuçları. Ülkede organik bez kalmamış. Bazı dandik bezlerin üstünde organik yazıyor ama dünya literatüründe isimleri geçmiyor. Neyse eco boom da önerilen bir marka. Bambo naturedan biraz daha ucuzdu. Ama yine de çok ucuz değil. Kampanyadan toptan aldım. Emiciliği ve büyüklüğü de gayet iyiydi. Çiş göstergeli.

Hipp mama: İlk oğlumda kullandım. Yine araştırdım hala en iyisi hipp diyorlar. Yalnız Türkiye’de Gün marketlerde karton kutuda olanları daha ucuz onu fark ettim. 

Mama ısıtma makinesi:

Tamam alabiliyoruz madem dedik bunu da aldık da ne anlamsız şeymiş be kardeşim. İlkinde almadığımız için gereksizliğini bilemedik. Gereksiz de pahalı. Okbliler için uvli biberon temizleyicilileri var. Çok pahalı olmasa zevk için yine alınır da sonunda biberonu yine sen yıkıyorsun. Bildiğin suyu ısıtıyor. Mama suyu kıvamına getiriyor sadece bu kadar. Bence kettle ile halledilebilir. Bunun avantajı kireç derdi yok. Ama bizim Dubai’de kireç derdimiz de yok çok anlamadım neden Türkiye’de kettlelar kireçten aşınıyor. Neyse belki ek gıda döneminde biraz daha işe yarar. Biberon içine girebiliyor o yönden pratik gibi ama onu yapana kadar kettle ile kaynatılan suya oturtursun daha kısa sürer. Ayrıca nano bebe biberonlar içine sığmadı. Kendi kabı var orada yapılabilir.

Cam şişe: İkea’da ağzı mühürlü cam şişe almıştım. Aslında meyve suyu için almıştım ama şimdi bebeğin msma suyunu hazırlayıp koyuyorum.

Emzik kabı: ekstra bir emzik kabı almadım. Küçük kapaklı iki üç tane kap aldım. Hem de her birine ikişer emzik sığdı. Hala kullanıyorum.

Yaprak pamuk: Yine ilk haftalar alt temizliği için aldım ama sadece hastanede kullandık. Göbeği erken düşünce altını hemen yıkamaya başladık.

Kulak çubuğu: ilk çocukta olduğu gibi göbek bakımında kullanacaktım ama göbek erken düşünce gerek kalmadı.

Kumaş örme sepet: Daiso’dan bir çift aldığım bu sepetlere bebek bakım ürünleri, amigurumileri koyuyorum. Hoş görünüyor.

Önden açılır gecelik ve pijama takımları: bunun da anısı doğuma hazırlıksız girince eşimin kafasının karışmasıyla hastaneye ayırdığım gecelikleri değil ev için aldığım pijamaları getirmesi oldu. Hastanede sürekli hasta önlüğü getirdiler o yüzden gerek kalmadı. Türkiye’de bu yaz çok sıcaktı yaz bitti Dubai’ye döndük bizim için yaz devam  ediyor. Pijama takımlarını yazlık almama rağmen hala geceliklerle daha rahat ediyorum.

Sudo krem: mucize pişik kremimiz. Burada marketlerde bile satılıyor.

Bebeğin ilk oyuncağı:

Bebeğin ilk oyuncağı lovey denilen bir çeşit battaniyeyi de bu dönem aldım. Aslında battaniyeden çok ağız bezine benziyor. Uyku oyuncağı da deniliyor.

Seyahat seti:

tam alışveriş bitti diyecekken bunu da aldım. Çocuğun eşyalarını hazırlayıp hastane çantasına bunlarla koyma hayalim vardı ama bebecik ben bunları hazırlayamadan erken geldi. Ama sonra seyahatte ve bebek çantasında bol kullandım. 

Süt arttırıcı çay:

bu ilk doğumumda kullandığım mucizevi çay humanayı bulamayınca şok geçirdim. Dubai’de zaten yoktu ama Türkiye’de uçuk bir fiyattı. Annemle hipp süt arttırıcı çay sipariş ettim. Buradan da mothers milk diye sanırım dünyada çokca yaygın olan bir süt arttırıcı çay aldım. Sonra dedim burada hintlilerin baharatları bol. Tane çemen otuyla rezene alıp kendi çayımı kendim yaptım. Burada bir de süt arttırıcı kurabiyeler buldum. Araştırırken bir sürü tarif bulup kendim yaptım. Tarifleri kendimce uyarladım onu da başka bir yazımda paylaşacağım. Türkiye’de de Shifa Home’un süt arttırıcı çayından aldım.

Ekstra mobilyalar

Yeni gelen aile üyeniz için yer açın ve eşyalarınızı genişletin. Ben İkea’dan çekmeceli bir dolap ve dolap içi asılabilir ekstra raf aldım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir