Köy Enstitüleri

Köy enstitüleri ve kapatılmaları. Yine ülke neden bu kadar kötüye gitti diye düşündüğüm bir gün. Bugün de bir kırılma noktasını bulduğumu düşünüyorum.


Bu yazımda demokrasiyle nasıl ülke daha kötüye gittiğini eğitimsiz kesimin zihniyetini biraz anlatmıştım. Onlara göre çalışarak on katı kazanacakken onda biri bir para çalışmadan havadan gelince daha değerli oluyor. Verilen yardım süründürse de öldürmüyor. Çalışıp çok daha iyi para kazanmalarının önü kesildiğinde hiç sorgulamadan boyun eğiyorlar. Ve önlerini kesen kişiler azıcık bir parayla bu kişileri üstüne şükrettip kendilerine mecbur ettirebiliyor. Tabii bu kesimin bu şekilde sömürülmeye karşı gelecek bir eğitim alt yapıları yok.


Bu yazımda da köyden kente olan göç nedeniyle kültürlerin nasıl içiçe geçtiğini anlatmıştım. Ve belli eğitim seviyesindeki kesimin nasıl bir kültür şoku yaşadığından bahsetmiştim.


Şimdi geldiğimiz noktadaki kırılma noktası dönüp dolaşıp köy enstitülerinin kapatılmasına geliyor gibi görünüyor. Kaldı ki köy enstitüleri aynı zamanda bir kalkınma projesiydi. Ama sadece köylüleri eğitseydi bile bugünlere gelmezdik gibi görünüyor.

Tarih Tekerrür Ediyor


Köy enstitüleri gibi hiçbir art niyeti olmayan mükemmel bir proje neden kapatıldı ki diye sorguladığımızda da tarihin tekerrür ede ede devam ettiğini görüyoruz. O dönemde de köylüleri sömüren ağalar güçlerinden ve paralarından olmasın diye bir sürü iftira çıkarıp algı kasıyorlar. Algı kasma deyince yine bir tekerrür görüyoruz. Mesele tamamen parayken din alet ediliyor. Sonuçta cahil köylü yine cehalete mahkum ediliyor.


Anladığım kadarıyla o dönemki iktidar partisi de oy kaygısıyla köy enstitülerinin kapatılmasına ses çıkarmıyor. Bu da belki de çok partili sisteme biraz erken geçtiğimizi gösteriyor. Sonuçta iktidar eğitimi de belirler ve o dönem nüfusun yüzde sekseni köyde cahil kalmış. Köy enstitüleri biraz daha devam edene kadar çok partili sisteme geçilmeseydik şu an gelişmiş bir ülkede yaşıyor olabilirdik. Ne gariptir ki Atatürk’ün eleştirildiği tek tük şeylerden biriydi uzun süre çok partili sisteme geçmeme. Halbuki çok partili sisteme geçmeyi Atatürk kendi istemişti. Ancak sonra ülkenin hazır olmadığı anlaşılıyor. Hala Atatürk’e diktatör diyenlerin argümanlarıdır. Ancak sonra geçildiğinde bile görülüyor ki ülke hala hazır değilmiş.

Şu an eğitim seviyesinin yükseldiği bugünlerde çoğunda kanayan yaradır köy enstitülerinin kapatılması. Bugün kalkınma, ekonomi derken evimize et götürme derdine düşmüşsek işte o günlerin bugünlere etkilerini göz ardı edemeyiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir