Bebekli Anne Blogu

DüşünselKadın

Erkek çocuk yetiştirmede tüm sorumluluk kadında mı?

Son dönemlerde sosyal medyada, toplumumuzda kurulan ailelerde erkeklerin ne kadar sorumsuz oldukları, ayrılıkların çoğunda erkeklerin suçlu olduğu; pek çok içerik üreticisinden profesyonel terapistlere kadar işlenilmeye başlanıldı. Bu yazımda da bahsettiğim “Erkek neden var öyleyse?” sorusunu her geçen gün daha fazla insan soruyor. Daha önce pek çok yazımda bahsettiğim; toplumumuzda para kazanma işi dışındaki tüm iş ve sorumluluğun kadına yüklendiği ortamda, son dönemler para kazanmayan kadının kalmaması, hatta çoğu kadının kariyerde artık erkekleri geçmesi üzerine söylemler artık boyut değiştirmeye başladı. Artık işsizlik erkekler arasında daha yaygınken ev işleri rolünün geçmişte biçilmemiş olması, artık erkekleri hayatta kalma konusunda kadına bağımlı hale getirmiş ve hayatta kalma becerileri oldukça körelmiştir. Sosyal medyada “prenses erkek” söylemi alıp başını giderken erkeklerin yetersizliğinden dem vurulmakta, “Nerede o eski erkekler?” denilmekte. Bu arada her erkeği aynı kefeye koymadığımız gibi örnekler de bireylerin deneyimi değil, genelleme üzerinedir.

Bu yazımda bu olguların toplumsal kökenine baktığımızda; sanayi öncesi dönemde toprağı işleyen, evine bakan, ailelere hizmet eden, çocuğuna bakan, kısaca aktif olan kesim kadınlarken; sadece cinsiyetinden dolayı aile evinde kalan, hizmetini de evlendiği kadının görmesi gereken, kahvelerde arkadaşlarıyla eğlenmekten başka bir işlevi olmayan pasif kesmin de erkekler olduğundan bahsetmiştim. Zaten sanayi devrine geç kalmış bir toplum olarak bu şekilde evrildiğimiz için, toplumumuzda erkeğin beceriksiz ve tembel olması yaygın ve hatta toplum tarafından da gayet kabul edilir olmasından bahsetmiştim.

Aslında bu yazımda bahsedeceklerimden şu yazımda bahsetmiştim ancak bu sefer daha kapsamlı ele alacağım. Evet, erkekler artık yetersiz ve beceriksiz ve hatta prensesler; peki suç kimin? Evet bildiniz, yine annelerin, yine kadınların.

Neredeyse olacak!

Ay ne güzel, tam da kadınları anlamaya başlamıştınız; üzerimizdeki yüklerin ne kadar çok olduğunu kavramıştınız. Artık erkeklerin de aktif olması, tembelliğin çözüm olmadığı ve kendi başlarına yaşam becerilerinin artık gelişmesi gerektiğini kavradınız; artık kadınların halinden anlayacaklar, onlara yardımı olacak derken ne oldu? Yine tüm sorumluluk bu sefer karılarda değil, anneye, yine bir kadına kaldı iyi mi?

Yok anacığım, biz toplum olarak kadına sorumluluk yükleme zihniyetinden bahsediyoruz; yavaş yavaş bazı skill’ler, insight’lar falan açılmaya başlıyor sanki ama şimdilik yarım yamalak.

Yahu siz bu jenerasyonun sorunu olan ailelerde tek taraflı sorumluluk, “Kadınlar erkeklerle mi evleniyor yoksa onları evlat mı ediniyor?” sorununun üstüne eğilmeye başladınız eyvallah da; yani bu kadınlar ilk kez mi yalnız kaldı, önceki nesil çok mu farklıydı?

Baba Nerede?

Anne de anne; nerede bu baba, neden kimse sormuyor? Hayır, önceki nesillerde kadınların tek başına üreme özelliği mi vardı, farkında mı değildik?

Şimdi birincisi, erkeğin erkek olamamasının sebebi bence annesinin ona “Oğlum erkek olma, her daim çocuk ol” diye tembih etmesinden çok, çocuğun yetişkinliğe kadar evde bir “erkek” modelini görememesinden kaynaklanıyor.

Evet, üstteki yazımın linkinde var; bu paternler falan bilgisayar kutusundan çıkmadı. Hayır, her şey önceki, hatta ondan da önceki ve daha da önceki, ta ki tanımadığımız atalarımıza kadar gidiyor dostlar.

Onun babası da erkek görmemiş oluyor, onun da suçu değil çünkü o da baba görmemiş. E onun suçu var mı? Yok, onun babasını hiç görmemişiz ki nereden bilelim. Onlar kadınlar ineklerin sütünü sağıp toprağı işlerken kahvehanelerde oyun oynuyorlarmış. Nasıl çözeceğiz? Yok, çözemeyiz, işin ucu yok çünkü.

Bir diğer bazı annelerin oğluna aşırı bağlanması olayı da yine evinde değer görmemiş olması, aşağılanmış olması, hakir görülmesi, değerinin hor görülmesi; yani yine erkeğin “erkek” olamamış olmasından kaynaklanıyor.

Yani ben kadınları da sütten çıkmış ak kaşık demiyorum ama artık aile ya da cinsiyetler arası eşitsizliği ve sorunları çözmeye çalışırken bile bize eskilerden gelen bazı fikirlerden arınıp objektif bakmamız gerektiğini söylüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir