Kronolojik İstanbul Gezisi
Geçen yazımda gezilebilecek Osmanlı mimari eserlerinden bazılarını kronolojik olarak sıralamaya çalışmıştım. Bu yazımda da İstanbul’da gezilebilecek mimari yapıların bazılarını kronolojik olarak ve kategoriler halinde sıralamaya çalışacağım ve fotoğraflarını çekebildiklerimi de koyacağım.
Bulabildiğim İstanbul’daki en eski yapılar zamanında meydanlara konulmuş olan tarihi sütunlar. Kronoloji olarak kafa karıştıran şey ise bu sütunların aslında İstanbul’a başka yerlerden getirilmiş olması. Şu an Sultan Ahmet Meydanı’nda bulunan Dikilitaş İstanbul’da bulunan en eski yapı olarak biliniyor. Bu sütun MÖ. 300 yıllarında Mısır’da yapılmış sonra Bizans imparatorları tarafından MS. 300 yıllarında İstanbul’a getirilmiştir. Belki şu anda ayakta olan ve en eski tarihlerde getirilmiş olan sütunlardan biri de Çemberlitaş’tır. Bizans’ın pagan olduğu dönemlerde tepesinde Apollo heykeli bulunan bu sütunun, Hristiyanlığın kabulünden sonra tepesine haç konulmuştur. Şehrin fethinden sonra haç kaldırılmıştır. 2. Mustafa doneminde sağlamlaştırılması için çevresine metal çemberler eklenen bu sütuna o tarihten itibaren Çemberlitaş denilmeye başlanılmıştır.
İstanbul’da yapılmış en eski eser belki de Kız Kulesi’dir. Milattan önceye dayanan bu kule aslında bölgeden geçen gemileri kontrol amacıyla dikilmiş. Yapı yıkılmış elbette ve çok sonraları Osmanlı padişahları tarafından yenilenmiş. Hakkında da bir sürü hikaye anlatılmış. Kız Kulesi’ne gidiş ücretli ve içeride kafe restoran gibi ticari kuruluşlar var. Ancak siz tam karşısında banklarda oturup boğazla birlikte manzarayı izlemeyi de tercih edebilirsiniz.
Tarihi kulelerden biri de ünlü Galata Kulesi. Girmek için oldukça uzun bir sure sıra beklemek zorunda olduğunuzu bilerek gidin.
İstanbul’daki bilinen ilk kilise MS 330 yıllarında yapılmış olan Havarium kilisesidir. Bir rivayete göre 12 ya da 13 Havarinin tabutları bu kilisedeymiş. Bu kilise Osmanlı İstanbul’a girmeden çok önce Bizans döneminde yıkılmış. Fakat çok enteresandır Osmanlı padişahları şehrin dokusuna saygı göstermek için her şeyi yapmışlar. Ve o zaman harabe halinde olan Havarium kilisesinin olduğu yere Fatih Sultan Mehmet, Fatih Camii’ni inşa ettirmiş. Yani Fatih Camii’ne gittiğinizde bilin ki orada zamanında İstanbul’da inşa edilmiş ilk ibadethane vardı. Bir rivayete göre de Havarilerin tabutları hala Fatih Camii’nin altında.
İstanbul’da yapılmış ikinci kilise Ayairini kilisesidir. Yalnız kilise inşaa edildikten sonra depremlerle tamamen yıkıldığı ve sonra tekrar inşaa edildiğinden bahsetmek gerek. Yani şu anki yapı ilk yapılan kilise değil. Bu arada eski kiliselerden hiç camiiye çevrilmemiş olan kiliselerden biridir Aya irini.
Studios Manastırı İstanbul’da yapılan üçüncü kilise. Sonradan camiiye çevrilmiş ve İmrahor Camii adını almış. Bu camii şu an kısmen yıkılmış durumda olsa da hala kalıntıları var. Yani burasi gorebileceginiz Istanbuldaki en eski ibadethane. Ancak duvarlarla çevrildiği için çok küçük bir kısmı görülüyor. İçeriye giriş yok. Cadde üzerinde Uşakki Cami var. O camiiyi bulduktan sonra arka sokağına girmemiz gerekiyor.
Bu araya 1960’larda ortaya çıkarılan bir kilise kalıntısından bahsetmek istiyorum. Bu kalıntılar şu an Saraçhane arkeoloji parkında yer alıyor. Adı Aziz Polyeuktos kilisesi ve kronoloji olarak tam bu araya denk geliyor.
Dördüncü kilise Küçük Ayasofya Kilisesi ve besinci kilise de en ünlü kilise Ayasofya kilisesidir. Fatih Sultan Mehmet döneminde camiiye çevrilmiş ve tek bir minare inşaa edilmiştir. Sonraki dönemlerde üç minare daha inşa edilmiştir. Cumhuriyet döneminde müzeye dönüştürülen Ayasofya yakın zamanda tekrar camiiye çevrilmiştir.
Bizans’tan kalma büyük kiliseler kronolojik olarak Ayasofya’dan sonra Fenari İsa Camii, Bodrum Camii, Eski İmaret Camii, Gül Camii, Molla Zeyrek Camii, Kalenderhane Camii, Kanlı Kilise, Fethiye Camii ve Kariye Camii’dir. Bu kiliselerin cogunlugu Osmanlı’dan sonra Camii’ye çevirilmiştir. Ben de son isimleriyle yani camii isimleriyle yazdım ama kilise isimleri farklı aslında. Kariye Müzesi gibi bunlardan azı cumhuriyet döneminde müzeye çevrilmiştir. Bunlardan bildiğim kadarıyla sadece Kanlı kilise camiiye çevrilmemiş. Kanlı kilise de Bizans imparatorlarından birinin kızı olan Maria adında bir prenses adına yapılmıştır. Ayrıca kendisi bir Moğol hükümdarının karısıdır. Kilise halka kapalı olmakla birlikte gördüğüm kadarıyla okul olarak kullanılıyor. Balat’ta heybetli ve kıpkırmızı bir yapı. Yakından görmek için dik bir yokuş tırmanmak gerekiyor.
İstanbul’da Bizans’tan kalan çok miktarda su yapısı vardır. Bozdoğan Su kemeri, Yerebatan sarnıcı, Binbirdirek sarnıcı ve Şerefiye Sarnıcı bunlardandır. Bunlardan en ünlüsü Yerebatan sarnıcı olmakla birlikte Şerefiye Sarnıcına giriş ücretsizdir. Osmanlı durağan su kullanmadığından bu sarnıçları kullanmamıştır.
İstanbul surları istanbulun pek çok yerinden görülebilir. Edirnekapıda Fatih Sultan Mehmet’in ilk girdiği kapı da vardır.
İstanbul’da Bizans’tan kalan saraylar da vardır. Bunlardan en ünlüsü Büyük Saray denilen yapıdır. Bu saray Osmanlı’dan önce henüz Bizans döneminde yıkılmıştır. Büyük Saray Mozaikleri müzesinde saray içinden edinilen büyük mozaik yapılara ve eski krokilere ulaşılabilir. Büyük Saray hipodrom ve başka saray eklentileriyle birlikte bir kompleksmiş. Hipodromdan geriye hipodrom duvarının bir kısmı ve zamanında hipodromun ortasında olan sütunlar kalmış. Hipodrom kalıntılarının hemen karşısında da yine Bizans’tan kalma bir hamam kalıntısı var.
Osmanli zamaninda at meydani olarak anilan eski hipodroma su an biz Sultan Ahmet Meydani diyoruz. Buyuk saray kompleksi icerisindeki diger saraylarin isimleri: Bukhaleon ve Antiochos Saraylari. Cankurtaran’a giderken görülen sur gibi yapı da Bukhaleon Sarayı kalıntısı. Sultan Ahmet’in biraz üstü divan yolundaki tramvay yolunun kenarındaki Mehmet Akif Ersoy parkında yerlere dikkatli bakarsanız Antiochos sarayı kalıntılarını da görebilirsiniz. Bu büyük saray kompleksinin içinde bu iki saray haricinde Ayasofya, Ayairini ve hipodrom da bulunuyormuş. Yine şehrin dokusunu bozmak istemeyen Fatih Sultan Mehmet, Topkapı Sarayını büyük sarayın olduğu yere inşa ettirmiş. Tabii fetih oncesi donemde bu saray çoktan terkedilmiş ve periferdeki saraylara taşınılmış. Topkapı Sarayı her ne kadar ilk yapıldığında şimdikinden çok daha küçükse de, şimdiki hali bile eski büyük sarayın yanında çok küçük kalıyormuş.
Edirnekapı’daki Tekfur sarayının çok daha büyük bir kompleks olan Blaherne Saray’ının bir uzantısı olabileceğini söyleyen kaynaklar var. Blaherne Sarayından duvar kalıntılarını da çevrede görmek mümkün. Merkez karıştıkça imparatorlar periferdeki bu saraylara göçmüşler. Ayvansarayın ortasındaki kompleks de Blakhernai Sarayı. Burada Osmanlı dönemi hayvan besledikleri için hayvansaray zamanla Ayvansaray adını almış. Burada kaçırdığım Anemas Zindanları da varmış. Ancak burada biraz sarhoşlara falan denk geldim. Dikkat etmek lazım. Sözü edilmişken Yedikule Zindanları da surların dibinde ancak içine girilmiyor.
Benim Osmanlı öncesi bildiğim gezdiğim eserler bu kadar. Osmanlı dönemi eserler için önceki yazımdan kopyalayacağım. Önceki yazımda sadece İstanbul değil diğer şehirlerde de olan Osmanlı döneminde yapılan mimari eserlerden bahsetmiştim.
Tek bir şey eklemek istiyorum. İstanbul’da yapılan ilk Camii Eyüp Camii’dir. Ancak zamanında yapılan Eyüp ve Fatih Camii depremlerde yıkılıp tekrar inşa edildiği için aslında günümüze ulaşan en eski camii Bayezid Camii’dir.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethetmek için Yıldırım Bayezid’in yaptırdığı Anadolu Hisarının tam karşısına Rumeli Hisarını yaptırmıştır.
Fatih Sultan Mehmet çok eskiden İstanbul’u ilk kuşatan müslümanlardan ve orada ölen sahabe Eyüp Sultan adına bir camii yaptırmıştır Ayrıca Fatih Camii kompleksini yaptırmıştır. Türbesi de buradadır. Camii 1509 depreminde büyük ölçüde yıkılmıştır. Yeniden yapılan camii sonraları tekrar depremlerden hasar görüp onarılmıştır. Kapalı çarşı bu dönem yapılmıştır.
Fatih aynı zamanda İstanbul’daki en uzun süre kullanılmış olan saray olan Topkapı Sarayının yapımını başlatan padişahtır.
Ayrıca Fatih Sultan Mehmet zamanında ailesinin oturması için başka bir saray yapılmış. Bu sarayda haremi kurumlaştırmış. Zamanla harem Topkapı’ya taşındığı için burası Eski saray adını alıp sürgün yerine dönüşmüş. Bugün bu saraydan geriye kalan tek şey olan kapısı İstanbul Üniversitesi tarafından kullanılıyor.
İkinci Bayezid adını taşıyan Bayezid Camii’ni inşaa etmiştir. Türbesi de buradadır. Camii 1509 depreminde hasar görüp onarılmıştır. Şanssız padişah 1509 depreminden sonra tüm İstanbul’u tekrar inşaa etmek zorunda kalmıştır.
Çemberlitaşta bulunan Atik Ali Paşa Camii de bu dönem eserlerindendir.
Davut Paşa Sarayı’nı 2. Bayezid yaptırmıştır. Surların dışındadır. Zamanla sadece tek bir yapı kalmıştır. Bugün Davut paşa kasrı olarak adlandırılan bu yapı Marmara Üniversite’si kampüsündedir. Haliç’te Hançerli Sultan Yalısının kızı Fatma Sultan için yapıldığı söylenir. Eskiden Atmeydanı sonradan İbrahim paşa sarayı olarak adlandırılan saray zamanında Topkapından daha ihtişamlıymış. Sadrazam önce Makbul sonra Maktul olan Kanuninin kız kardeşi Hatice Sultan’la evlenen İbrahim Paşa burada kalıyormuş. Bu yapının 2. Bayezid döneminde yapıldığı düşünülüyor. Şu an İslam eserleri müzesi olarak kullanılıyor. Binanın altında hipodrom kalıntıları var.
Kısa saltanat süresini dolu dolu geçiren Yavuz mimariye çok şey katmamış. Yavuz Sultan Selim camii inşaasına başlamış oğlu Kanuni Sultan Süleyman tamamlatmıştır. Türbesi buradadır. Topkapı Sarayı’nda kutsal emanetler eklentisini Yavuz yaptırmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman devrinde mimari altın çağını yaşadı.Mimar Sinan bu dönemde denk gelir. Bu dönem eski sarayda yangın çıktığı için harem Topkapı sarayına taşındı. Bu yüzden Topkapı’da eklemeler yapıldı. Gülhane parkı da Topkapı’nın has bahçelerinden olduğu için gezilebilir. Şu anki İstanbul arkeoloji müzesinin olduğu yer de Topkapının içindeymiş.
Mimar Sinan’a ilk eserlerini yaptıran Hürrem Sultanin yaptirdigi eserler bugün Ayasofya Sultan Ahmet Camii arasındaki Hürrem Sultan hamamı, Haseki camii ve Haseki külliyesidir.
Kanuni, Mimar Sinan’a Manisa sancak beyiyken ölen şehzadesi Mehmet adına Şehzade Camii’ni yaptırmıştır. Bu eser Mimar Sinan’ın çıraklık eseri olarak adlandırılan eserdir.
Akabinde Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan için Edirnekapı’da Mihrimah Sultan Camii inşa edilmiştir.
Mimar Sinan’ın kalfalık eseri, Kanuni adına yapılan Süleymaniye Camiidir. İstanbul’un tepelerinden birine yapılan bu camii İstanbul’daki en ihtişamlı camiilerden biridir. Türbesi de buradadır.
Kanuni ünlü şehzade Mustafa’nın boğdurulması olayında vefat eden oğlu Cihangir adına da camii inşa ettirmiştir. Sonra yine Mihrimah Sultan Üsküdar’a Mihrimah Sultan Camii inşa ettirmiştir. Üsküdar hac yolu başlangıcı olduğu için o dönem kutsal kabul edilmiş sonra pek çok hanım sultan buraya eserler yaptırmıştır.
Sonra Rüstem Paşa Mimar Sinan’a pek çok camii ve eser inşaa ettirmiş Kanuni’nin son dönemleri de Sokullu Mehmet Paşa bir dizi camii ve eser inşaa ettirmiştir. Ayrıca pek çok yere köprü yapılmıştır. Mesela Büyükçekmecedeki büyük köprü bu dönem yapılmıştır. Bölge Mimar Sinan olarak adlandırmaktadır. Benim oturduğum semtte bile Mimar Sinan’ın yaptığı küçük bir köprü var.
Bu dönem pek çok saray da inşaa edilmiş. Ayrıca zamanında yeniçeri ocağının ortasına denk gelen ve yeniçerilerin ibadetlerini yaptığı Orta Camii’yi de İbrahim Paşa yaptırmıştır. Üsküdar’da bir saray inşaa edilmiş. Burada da Mihrimah Sultan ve ondan sonra kızı Ayşe Sultan kalmış. Bu dönem yapılan İstavroz Sarayı yerine sonradan Beylerbeyi Sarayı yapılmış. Kız kardeşi Şah Sultan daha önce yaptırılan Hançerli Sultan Yalısında yaşamış.
Üsküdar da enteresan bir yapı olan neredeyse denizin içinde minik şirin bir camii olan Şemsi paşa camii de Mimar Sinan tarafından yapılmış. Mihrimah Sultan’ın kızı Ayşe Sultan’la evli olan Şemsi Paşa Sokullu suikastla öldürüldükten sonra sadrazamlık yapmış. Ayrıca 2. Bayezid’in kızlarından birinin oğlu olduğundan da bahsediliyor. Ancak farklı dönemler olduğu için çok yaş farkı olur gibime geldi.
Dönemin kaptanı deryası Kılıç Ali Paşa Camiisi de Tophane karşısında, zamanında denizin içindeymiş.
Mimar Sinanın son eseri 3. Murat’ın annesi Nurbanu Sultanın Usküdar’da yaptırdığı valide Sultan camiidir. Sonra başka valide sultanlar da camii yaptırdığı için burası eski valide sultan camii olarak anılmaktadır.
Ayrıca bu dönem harem kalıcı olarak Topkapı Sarayına taşınmış o yüzden buraya eklentiler yapılmıştır.
Üçüncü Mehmet döneminde Yeni Camii inşaasına başlanmış ancak rüşvet iddiaları yüzünden inşaat yarım kalmıştır. Döneminde meydana gelen veba salgınından bir dönem Davutpaşa Sarayı’na sığınılmıştır.
Birinci Ahmet döneminde Eski saray resmi olarak sürgün yeri haline gelmiştir. 1. Ahmet’in babannesi olan Safiye Sultan hala hayatta olduğu için ve yeni valide sultan da olduğu için Safiye Sultan sürülmüştür. Meşhur Sultan Ahmet Camiisini yaptırmıştır. Söylenenlere göre Sultan Ahmet bizzat camii inşaatında çalışmış. Türbesi Camii önündedir.
Tahta geçen en deli padişah olan 1. Mustafa’nın kısa padişahlık döneminde yapılmış bir eser yok. Türbesi Ayasofya vaftiz odasındaymış.
4. Murat döneminde Bağdat fethine ithafen Topkapı Sarayı’na Bağdat ve Revan köşkleri yapılmıştır.
Dördüncü Mehmet döneminde sık sık Üsküdar Sarayı’na gidilmiş, Davut Paşa Sarayında av partileri verilmiştir. Beşiktaş sahilsarayı yapımına bu dönemde başlanılmıştır. Sonra buraya Dolmabahçe sarayı yapılmıştır. 3. Mehmet dönemi yarıda kalan Yeni Camii inşaatı bu dönem 4. Mehmet’in annesi Turhan Sultan tarafından tamamlatılmıştır. Ayrıca buraya Hünkar kasrı ve Mısır çarşısı yaptırılmıştır.
Burası önce yeni valide sultan camii olarak anılmış fakat sonra başka valide sultan camiiler de yapıldığı için yeni camii olarak anılmaya başlamıştır. Eminönü camii de denilmektedir. Türbesi buradadır.
Tekrar saray halkını Topkapı’ya taşıyan 3. Ahmet lale devri boyunca pek çok imar çalışması yapmıştır. Annesi Emetullah Gülnuş Sultan Üsküdar’da Yeni valide sultan camiini yaptırmıştır.
Çırağan sahil sarayı bu dönem yapılmaya başlanılmıştır ve kızı ve damadı Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşa ilk burada yaşayanlardandır. Topkapının önündeki kocaman Ahmediye Çeşmesi bu dönem yapılmıştır.
Topkapı sarayına eklentiler yapılmıştır. İstanbul’da pek çok çeşme ve havuz yapılmıştır. İlk Sadabad sarayı bu dönem yapılmıştır. Neşetabad Sarayı da bu dönem yapılmış ancak günümüze ulaşamamıştır. Ortaköydeki Tırnakçı yalısı da kızı Esma sultan için yapılmıştır. Ayrıca Esma Sultan Bizanstan kalma olan Sofia Sarayında da yaşamıştır. Diğer kızı olan Zeynep Sultan adına bir camii inşaa ettirmiştir.
Kapalı çarşıdaki Nuruosmaniye camii inşaatına 1. Mahmut başlamıştır.
3 sene tahtta kalan 3. Osman 1. Mahmutun yaptırdığı camiiye çökmüş adını vermiştir. Hatta bir hikayeye göre 1. Mahmut öldü sanılıp gömülmüş tabut çivilenmiş gömülürken tabuttan sesler geliyormuş.
Üçüncü Mustafa Lalası Laleli baba adına Laleli Camiini yaptırmıştır.
Ayrıca Ayazma Camiini yaptırmıştır.
1. Abdülhamit Beylerbeyi Hamidievvel camiini inşa ettirmiştir. Kendi adına türbesi vardır. Topkapı sarayında yangınlar olduğu için haremde yeni köşkler yapılmış harem hayatı bu köşklerde devam etmiştir.
Üçüncü Selim Üsküdar’daki Büyük Selimiye Camiisini yaptırmıştır.
Hemen dibinde de eski Üsküdar Sarayı yerinde Selimiye kışlası kurulmuştur. Burası halen askeri kışla olarak kullanılmaktadır. Fotoğraf çekmek yasak olduğu için fotoğraf çekemedim. Yıldız Sarayını 3. Selim inşaa ettirmiştir. Hançerli sultan yalısını bir süreliğine kız kardeşlerine tahsis etmiştir. Sadabad Sarayını yenileten Selim döneminde Tırnakçı yalısı Büyük Esma Sultan’dan 1. Abdülhamitin kızı olan küçük Esma Sultan’a geçmiştir. Hançerli sultan yalısı sonra Esma Sultan’a geçmiş ancak günümüze ulaşamamıştır. Türbesi Laleli camiidedir. Ihlamur kasrı bu dönem yapılmış Abdülmecid döneminde son halini almıştır. Yıldız Sarayı bu dönemde yapılmış 2. Abdülhamit döneminde komple bu saraya taşınmıştır. Bu saray ben bildim bileli tadilatta olduğum için sarayın bahçesi olan Yıldız Parkını çektim.
İkinci Mahmut zamanında eski saray tamamen terk edilip saray ahalisi olarak da zamanında yazlık olarak kullanılan Beşiktaş ve Çırağan sahil saraylarına yerleşilmeye başlanılmıştır. Karaköy Tophane hattında Kılıçali paşa camiisinden sonra görülen Nusretiye Camii bu dönemde yapılmıştır.
Sadabad sarayı en son haline bu dönemde getirilmiş ancak günümüze ulaşamamıştır. Tırnakçı yalısı 2. Mahmut’un kızı Adile Sultan’a geçti. Ayrıca Kandilli’de bir Adile Sultan Sarayı var. Adile Sultan ölmeden önce sarayın okul olması vasiyetinde bulunmuş. Burayı sonra sabancı satın almış ve şu an Kandilli Kız Lisesi olarak kullanılıyor. Zamanında yine bir saray olduğu yer olan divanyolunda 2. Mahmut Türbesi yapılmıştır.
Istanbuldaki tarihi kiliselerden burada bahsetmek istiyorum. Cogu tarihi kilise 18. yuzyilda yapilmis. Burada bahsetmek istedigim Demir kilise zamaninda dunyadaki ucuncu Demir Kiliseymis. Ayrica Rum Ortodoks Klisesi de Ortodokslugun merkezi oluyor.
Ortaköy camii de denilen Mecidiye camii Abdülmecid döneminde yapılmıştır.
Dolmabahçe Sarayı da bu dönemde yapılmıştır. Dolmabahçe önündeki Dolmabahçe camii Abdülmecidi’in annesi Bezmialem sultan tarafından yaptırılmıştır. Ancak veremden erken yaşta ölünce Dolmabahçe sarayında hiç yaşayamamıştır. Dolmabahçe Sarayı harem bölümü şu an müze kartla ücretsiz gezilebilirken selamlık bölümü ücretlidir. Şu an milli saraylar müzesi olarak kullanılan yer de Dolmabahçenin mutfağıymış. Bu müzede sarayda kullanılan eşyaları görebilirsiniz.
Küçüksu kasrı ve Beykoz kasrı da bu dönem yapıları arasında.
Bezmialem vakıf gureba hastanesi bu dönemde yapılmış. Teşvikiye camii de bu dönemde yapılmıştır. Abdülmecid’in kızları Münire ve Cemile Sultanlar için Çifte Saraylar inşaa edilmiştir. Cemile Sultan’ın eşi Mahmut celalettin mithat paşayla birlikte abdülaziz darbesine katılmış sonra 2. abdülhamit tarafından sürülmüşlerdir. Çifte saraylar meclis binası olarak da kullanılmıştır. Şu an Mimar Sinan Üniversitesi güzel sanatlar bölümü olarak kullanılmaktadır.
Mediha Sultan yalısında da Mediha Sultan Damat Ferit paşayla yaşamıştır. Bugün Sabancıya ait olan yapı kemik hastanesi olarak kullanılmıştır. Abdülmecid Ihlamur Kasrında veremden ölmüştür.
Abdülaziz döneminde borçlarla yapılan harika saray ve yapılara hazine iflas verene kadar devam edilmiştir. Çırağan Sarayı, Feriye Sarayı, Beylerbeyi sarayı bu dönemde eski yapıların yerine yapılmıştır. Beylerbeyi Sarayı yazlık saray olarak kullanılmıştır.
Topkapı tamamen terkedilmiş sürgün yeri olarak Çırağan Sarayı kullanılmaya başlanılmıştır. Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan bir camii yaptırmıştır. Bozdoğan su kemerinden Aksaray tarafına doğru inildiğinde camii görülebilir.
Laleli Camii de yürüme mesafesindedir. Feriye Saray kompleksi Cumhuriyet döneminde Kabataş Erkek Lisesi, Galatasaray Üniversitesi ve Lisesi, askeri okul gibi eğitim amaçlı kullanılmıştır.
Tırnakçı Yalısı yıkılıp, ahşap bina yerine kagir bina yapılıp Abdülazizin kızı Esma Sultan’a tahsis edilmiştir. Ortaköy Caminin yanındaki yarı harabe bina şu an The Marmara Esma Sultan olarak sanırım otel ya da restorant arka planı olarak kullanılıyor.
İkinci Abdülhamit zamanında Osmanlının borçlarını düzenleyen tarihi bina Duyunu Umumiye binası inşaa edilmiştir. Yaptığı en önemli icraat tren yollarıdır. Haydarpaşa ve Sirkeci garları bu dönem inşaa edilmiştir. Şişli Etfal Hastanesi başta olmak üzere şu an bir şekilde devam eden pek çok kurumun temeli bu dönemde atılmıştır. Abdülhamit’in planladığı bazı projeler Cumhuriyet döneminde Mustafa Kemal Atatürk tarafından gerçekleştirilmiştir. Saray bu dönem Yıldız Sarayına taşınmıştır. Sarayın hemen dışında Yıldız Camii inşaa edilmiştir.
Ayrıca Büyükadada Hamidiye Camii yaptırılmıştır. Bu arada Yıldız Sarayı benim bildiğim zaman boyunca restorasyonda olduğu için hiç ziyaret edemedim.
Bu dönem 5. Murat Çırağanda sürgündeydi. 5. Murat’ın iki kızını geç bir yaşta evlendiren Abdülhamit onlara Esma Sultan yalısının yanında bir yer vermiştir. Bu kızlardan biri olan Hatice Sultan Abdülhamit’in kızı Naime Sultan’ın kocası Kemalettin Paşayla yasak aşk yaşayarak büyük bir skandala imza atmıştır. 5. Murat’ın bu olaya çok üzüldüğü ve bu durumun ölümünü hızlandırdığı söylenir. Yalı Hatice Sultan Yalısı olarak geçiyor. Ancak yıllardır restorasyonda olduğu için dışarıdan gözlenebilir. 2. Abdülhamit tahta çıktığı gün doğduğu için şanslı olduğunu düşündüğü Naime Sultan’a tahsis edilen yalı ise yarı harabe de olsa hala ayaktadır. Abdülhamit tahttan indirildikten sonra önce yurtdışına sonra da Dolmabahçe sarayında sürgününe devam etmiştir.
Mehmet Reşat döneminde meclis görüşmelerinin yapıldığı Çırağan Sarayı komple yandı. Sultan Reşat zamanında kötü şeyler yaşandığı için Çırağan Sarayının yandığına üzülmediğini söylemiştir. Cumhuriyet döneminde özel sektör tarafından baştan inşaa edilen Çırağan Sarayı şu an otel olarak kullanılmaktadır. Türbesi Eyüp Sultan’dadır.
İstanbul’da burada yazan eserlerin hepsi olmasa da bir kısmı ve Osmanlı öncesi eserleri de içeren bir rotayı buradan bulabilirsiniz.