Toplumun Lohusa Kadından Beklentileri

Hamileliğim ve lohusalık boyunca toplumun lohusa kadına bakış açısıyla ilgili çok sayıda eğitici videoya ve yazıya denk gelip duygulandım. Ben aslında tahmin ediyordum ama sonra bir kısmına ben de denk geldim. 1 2

Videolar çok net ve insan izleyince yuh ya bunlar gerçek mi diyor. Tek tek açıklayacağım. Bu yazımda yazmıştım. Zaten ilgili maddeler de şunlar:

  • Kadının dinlenmeye hakkı yok. Çünkü çok basit, her şey kadının sorumluluğunda.
  • Kadının ev işlerini eksik yapma hakkı yok çünkü ev işi eksikliği en çok görülen şeydir
  • Kadının hasta olma hakkı yok. Kadın düşerse evin sorumluluğunu kim alacak?
  • Kadının halsizleşme hakkı yok. Aynı sebepten.

Bunlar lohusalık dönemine de adapte edilebilir.

Şimdi videolar hastane ziyaretinden başlıyor. Çocuğu kucağınıza almayın, öpmeyin gibi şeylere uyuluyor çoğunlukla. Hatta artık covid ve bulaşıcı hastalıklar oldukça artık lohusalık döneminde ziyaret bile olmuyor. Ancak işte çevrede olan aile yakınları, aile büyükleri falan can sıkabiliyor. Videoların çoğu bu durumlara uyarı yapıyor. Ben farkındalık oluşturulmasını sevdim. Ancak anladım ki bu durumlar yaygın yaşanan durumlar.

Sütün Yetmiyor mu?

Sanırım ilk söylenen şey emzirmeyle cebelleşen annenin başına dikilip sütün yetmiyor demek. Videolarda da belirtildiği gibi bir anneye asla sütü yetmiyor denilmez. Hadi ilk doğum olsa belki annenin sütü gelip gelmeyeceği ya da yetip yetmeyeceği belli olmuyor. Ben bir çocuğumu iki buçuk sene emzirmişim. Yine sütü gelmez, yetmez vb şeyleri duydum ya demek ki fiks kırılan potlardan.

Lohusadan hizmet beklemek (ciddili)

Şimdi tabii lohusalık depresyonu falan var. Kadın hassas olabiliyor falan bizim toplumlarda hak getire. O videoların altında insanlar başlarına geleni yazmış da yazmış. Doğumdan sonra bırak yardım görmeyi misafir olarak gelinip kalınan birkaç gün önce doğum yapmış ya da sezaryen olmuş kadınlardan hizmet beklenilen o kadar örnek olmuş ki. Naz yapan olmuş, surat yapan olmuş. Yahu kadının yeni çocuğu olmuş bir de sizinle mi uğraşacak? Hani kadın diye gelin diye o kadar insanlıktan uzak bir yere konulmuşuz ki. Maşallah diğerlerinde de hiç empati yokmuş anlaşılan.

Yine bu yazımda şöyle bir şey yazmıştım:

Eminim çoğu ‘ne yaptın da yoruldun’ sorusunu duymuştur. Bazen bu soruya cevap bile veremiyorsun çünkü o kadar çok iş yapmış oluyorsun ki ne yaptığını liste halinde açıklaması bile zaman alıyor.

Benim de içim soğumamış eklemeden edemeyeceğim. Hastaneden geldiğim gün liste olacak kadar iş yapamamıştım ama çamaşır yıkayıp sermiştim. Acil sezaryene girmiştim o yüzden bazı işleri doğum öncesi halledememiştim. O kadarcık işe yığıldım kaldım. Ama elbetteki ayıptı değil mi sezaryenli halimle yorulmam. ‘ne yaptın da yoruldun’ lafını duydum maalesef.

Lohusalıkta 0 beden beklentisi

Bir diğer mükemmellik lohusalık döneminde kadının bedeniyle dalga geçmek. Evet evet yani karnın şiş dersin belki cahilsen de üstüne bir de dalga geçmekten bahsediyorum. Yahu dedim ya kadın insan değil. Aslında canlı bile değil yani bir çeşit silgi materyalinden yapıldığımız için. Pop diye çocuk çıkacak fıs diye iniverecek karın. Hani bir de şu var sizinle dalga geçen kişi de belki doğum yaptı ve belki o karından 20 yılda kurtuldu. Ya da hiç kurtulamadı bile. Ancak içeride bir bebek daha kalmış hakaretini ancak lohusa olarak siz yiyebiliyorsunuz ya. Yediriyorlar işte. Hani kibarsanız da şöyle bir ortamda orman ayısına dönüşün ki aynı dili konuşabilesiniz. Kibarlık bu millete çok.

Kadın vücudu değil lastik ördek mübarek

Ve 40. gün gelip çatınca televizyonda gerdan kıvırtan 0 beden bir model parmakla gösterilir ve zılgıtı yersin. “Bak millet nasıl sen hala toparlayamadın” Tabii kadın hamilelik, lohusalık demeden kocasına lüks sağlayacak kadar tek başına çok çalışmalı, mutfakta bir michelinli şef olmalı, eviniz Türk dizilerindeki gibi boğazda yalı, siz abiye ve topukluyla evinizde gezen model olmalısınız.

O sırada kocam (temsili)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir