Bebekli Anne Blogu

Kadın

Kadının aşağılanma rolü

Blogda özellikle bizim gibi geleneksel toplumlarda daha yaygın olan toplumsal cinsiyet zihniyetinin yüklediği binlerce kadının rolü konularımdan oldu. Bu yazımda da biraz değinmiştim çalışan, kendi ayakları üzerinde duran kadının toplum içinde savaşması yetmiyormuş gibi, bir de ev içindeki mücadelesi olan aşağılama rolünden söz edeceğim.

Resmen bir cinsiyet rolü gibi dillendirilmeyen ama kadından beklenen şeylerden biri: aşağılanmak. Aslında bu, birçok kadının ev içinde yaşadığı psikolojik şiddetin bir çeşidi. Gözle görülmeyen – ve bu yüzden çoğu kişi tarafından umursanmayan – psikolojik şiddet, aslında ev içi şiddetin en yaygın türü.

Muhtemelen bu durum önceden de vardı. Ama son dönemde daha çok görünür olmasının bir sebebi, artık kadınların kendini geliştirmesi ve ekonomik özgürlüklerini kazanması. Özellikle bizim toplumumuzda, erkeğin kadın üzerinde söz sahibi olması, kadının da itaatkâr olması beklendiği için; kadının güç kazanmasını bazı erkekler tehdit olarak algılıyor ve kadını aşağılayarak ya da küçük görerek egolarını kurtarmaya çalışıyorlar.

Kadınlar daha da özgür oldukça, bu habis paternin bir şekilde iyiye gideceğini düşünüyorum. Çünkü artık boşanmak anormal karşılanmıyor. Bu psikolojik şiddeti çekmek istemeyen kadın boşanmak istiyor. Bu durumda boşanmak istemeyen erkek de ayağını denk almak zorunda kalıyor.

Burada psikolojik şiddeti uygulayan, ego problemi yaşayanları erkekler olarak genellediğimin farkındayım. Elbette her erkek için geçerli değil. Ancak araştırmalar hâlâ en fazla psikolojik şiddet kurbanlarının kadınlar olduğunu gösteriyor.

Neden

Bu paternin bir diğer sebebi de: kadınlar kendini geliştirirken, erkeklerin yerinde sayması. Bunun nedeni, kadının seviyesine ulaşmak ya da erkekten beklenen rolleri tam anlamıyla yerine getirmek için çaba sarf etmeleri gerekmesi. Ancak erkekler bunu yapmak yerine, kadını aşağılayarak “kadının altında kalmadıkları” gibi bir kendi kendini kandırma yöntemine başvuruyorlar.

Peki neden kendilerini böyle bir aldatmacanın içine sokuyorlar? Bunun tek sebebi kişisel değil, tarihsel. Bu yazımda da bahsettiğim gibi: tarihten beri erkeğin ev içinde en iyi konumda olması ve kadını yönetmesi için sadece erkek olması yeterli görülmüş. Çaba sarf etmesine gerek kalmamış. İşte bugün, bu yüzden erkek, kendini yükseltecek en kısa ve çabasız yolu (kadını aşağılamak) seçerken, kadın çaba göstererek bir yerlere gelmeyi seçiyor.

çözüm

Kendini eşiyle bir şekilde yarışa sokan kadın var mıdır bilmiyorum; ama normal şartlarda bu patern, çiftleri geriye çeken bir yapı. Çünkü çiftler hayatta birbirine yardım etmek için bir araya gelirler. Yarışmak için değil. O hâlde erkek, kadını aşağılayacağına kadına destek olsa, birlikte çok daha iyi bir gelecek inşa edemezler mi?

İşte bu yüzden, geçmişten gelen toplumsal cinsiyet rollerini ciddi ciddi unutmamız gerekiyor. Ve dostlarım, bunu yalnızca bilinçli erkek evlatlar yetiştirerek başaramayız. Çünkü siz nasıl yetiştirirseniz yetiştirin, çocuğun karakteri eşinizin davranışlarıyla da şekillenecektir.

Geleneksel rollerden bir şekilde sıyrılmış bir aileden gelen birini seçmek, o erkeği belki biraz daha eğitilebilir hale getirebilir. Çünkü ailesinden ne görürse görsün, zamanla çevresindeki arkadaşlarından kolay olanı görüp onu uygulamak isteyecektir. Toplumdan tamamen soyutlanmak da uzun vadede biraz işe yarayabilir. Kısacası dostlarım, toplumun ilerleme şartlarından biri olan toplumsal cinsiyet rollerini sıfırlamak, zannettiğimiz kadar kolay bir hedef değil.

📎 https://www.youtube.com/watch?v=04Pk4m4ONWg
Philomena Cunk burada çok güzel söylüyor:

“Zamanla kadınların da erkeklerle aynı şeyleri yapabildiği keşfedildi. Hem de kadınların bu konuda kendini övmesine ve konuşup durmasına gerek kalmayacaktı.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir