Bebekli Anne Blogu

AileYAZILAR

Çocukta davranış problemleri

Önceki yazılarımda hiperaktiviteyi araştırdım ve sonuç olarak çoğunlukla yanlış teşhis olarak kullanıldığı kanısına vardım. Peki neden hiperaktivite problemleri bu kadar arttı? Bizim hiperktivite sandığımız aslında çocukta istenmeyen davranışlar yani davranış problemleri. Ve objektif olarak bakıldığında çocukta oluşan davranış problemlerini aileden, ebeveynlerden bağımsız düşünmek imkasız.

Ebevenden kaynaklanan sorunlar


Çocukta davranış problemlerini bu kadar sorguluyoruz ama anne baba olarak hangimizde davranış problemi yok ki? Hangimiz her şeyi aştık ve mükemmel olduk, hangimizin kendi ebeveynlerinin davranış problemlerinden kaynaklanan travmaları yok? Çoğumuz 20’li ya da 30’lu yaşlarında ebeveyn oluyor. Bu yaşlar hala olgunlaşma yaşları. Yani yine de çocukla beraber büyümeye devam ediyoruz. Bir diğer sebep ebeveynlerin problemlerle başa çıkma stratejileri. Elbette kiminin belli stratejileri varken kimi de problemlerle hiç başa çıkamıyor ya da herhangi bir strateji belirleyemiyor. Ebeveyn kendi derdi içindeyken çocuğa yansıtmaması mümkün olmuyor ve sonuç olarak da çocukta davranış problemleri ortaya çıkıyor.

Bir diğer problem zamanla artan yoğun iş temposu. Zaten ülke olarak ekonomimiz iyiye gitmiyor. Eskiden farklı olarak artık iki ebeveyn de evin dışına çıkıp çalışmak zorunda. Bazen tek iş bile yetmiyor. Çalışma saatleri uzadıkça uzuyor. Eve gelindiğinde ev işleri de derken ya ebeveyn kendine vakit ayıramadığı için agresif oluyor ya da kendine vakit ayırmak için çocuğu boşluyor. Çözümü ekonomik durumun hali hazırda iyi olması ancak o da toplumun çoğunlugu için geçerli değil.


Başka bir problem anne ve baba arasındaki çatışmalar. Yüzde yüz uyumlu bir çift olması imkansız. Hatta son dönemki boşanma oranlarına bakarak biraz bile uyumlu bir çift bulması zor görünüyor. Bu sadece günlük konularda değil çocuk yetiştirilmesi ve disipline edilmesi konusundaki çatışmalar da çocuğu etkileyebiliyor. Özellikle disiplin konusunda iki ebeveynin epey farklı davranması çocuğa sınır konulmasını zorlaştırıyor.

Değişen cinsiyet rolleri


Son dönemlerde ortaya çıkan problemlerden biri de değişen cinsiyet rolleri. Artık kadının çalışmak zorunda olmasıyla kadının evde geçirdiği süre azalıyor ve bu duruma babanın adapte olması gerekiyor. Eğer babanın kadın ekonomik yükü almasına rağmen eve hiç yardımı dokunmuyor ve çocukla ilgilenmiyorsa bir taraf aşırı sorumsuz ve pasif öteki taraf aşırı sorumluluk yüklenmekten hiçbir şeye yetişemeyen durumuna duüşüyor. Yani kadın çocuğa yetişemezken erkek de bilerek ve isteyerek hiçbir şeye dahil olmuyor. Çocuk da bu durumda ortada kalıyor.

Maalesef özellikle toplumumuzda görülen bir problem. Bir grup erkek ekonomik duruma artık tek başına yetemeyeceklerini kabul ederken ve karısını işe gönderirken diğer taraftan evin sorumluluğunu paylaşmayı kabul etmiyor ve kadın işi olarak görüyor. Halbuki bu durumda para kazanma görevini tek başına üstlenmesi gerekli ancak o konuda çelişkili bir hayat yaşıyorlar. Kültürümüzde olan yaygın yanlış inançlardan biri de erkeğin çocuğun hiçbir şeyine dahil olmaması gerektiği. Bu durumda baba figürü eksik olan çocuk ve onlar büyüdüğünde aynı durumdaki yetişkin sayısı artış gösteriyor.

çözüm ne?


Bunun çözümlerinden biri aile terapisi almak. Yani çocuğum hiperaktif ya da davranış bozukluğu var diyorsanız sadece çocuğu değil tüm aile olarak terapiste görünmeniz gerekli. Ancak terapi süreci uzun sürüyor ve maaliyetli. Şu dönemde henüz eve giren et fiyatını düşünürken aile terapisine karar kılmak gerçekçi görünmüyor.


Sonuç olarak hiperaktivite yanlış teşhisinin en önemli sebebi ailedeki bu tür problemler olabilir. Bu durumda teşhisi konulamıyorsa aileler çocuğumda hiperaktivite var diye hayıflanmamalı, çocuklarını eğitim kurumlarına gönderdiklerinde eğitim kurumlarından hiperaktivite var denilirse de paniklememeli. Son dönemlerde Türkiye’de sözde eğitim kurumlarında özelikle özel eğitim kurumlarında eğitimsiz personel istihdamının tercih edildiğini söylemiştim. Bu kişiler de davranış problemi olan çocuk gördüklerinde uğraşmak istemiyorlar. Eğer böyle bir şeyle karşılaşır ve bir uzmanla görüştüğünüzde çocuğunuzda herhangi bir bozukluk olmadığını öğrenirseniz yukarıda dediklerimi göz önünde bulundurabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir