Bebekli Anne Blogu

SiyasetYAZILAR

Sosyal Medya Yorumları ve Sebepleri

Sosyal medya siyasi yorumlarına çok denk geliyorum. Garip bir şekilde bazıları ağız birliği yapıyor gibi aynı şeyleri söylüyor.


Ben bunlardan bazılarının karşılıksız olduğunu düşünmüyorum. Kimine göre bu kişilere belli bir maaş veriliyor belli odaklar tarafından. Belki de iş sağlanıyor. Belki hiç eğitimi yokken bir kadroya girebiliyor. Eğer bu iddialar doğruysa havadan verilen maaşlar ve oluşan liyakat sorununun hazineye yaptığı ağırlık da hesaba katılmalı.

Sosyal Medya Ortak Yanlış Algılar


Sosyal medya da böyle bir ortak ağız bunların ortak bir yerlere girip çıktığını ve beyinlerinin yıkandığını gösteriyor. Benim gördüğüm bazı yanlış algılar:
Padişahlık sisteminin demokrasiden her zaman daha iyi olduğu,
Şeriatin en iyisi olduğu,
Kadın haklarının var olmaması gerektiği,
Feminizmin ateizm olduğu,
Siyasal bir taraf tutmayanların müslüman olmadığı,
Bir ulusu milletin değil ümmetin bir arada tutacağı,
Türk kültür ve kimliğini bir kenara bırakıp dinci bir kimlik elde etmemiz gerektiği,
Cumhuriyetin iyi olmadığı,
Türkiye Cumhuriyet’ine alerji geliştrilmesi ve rahatsız olunması,
Çıkarlar uğruna hırsızlık yapmanın ya da devleti, dolandırmanın sakıncası olmadığı,
Küçük çocuklara tecavüz gibi ciddi suçların eğer aynı ideolojiyi destekliyorsa göz ardı edilebileceği
Bu uğurda yaptıkları:
Yeni Kuran ayetleri uydurmak,
Kendi çıkarlarına Allah’ın emri demek,
Türkiye Cumhuriyeti’ni savunan Türklere Pkklı ya da terörist diyerek bezdirmek,
Kadınlara nefret kusmak bununla ilgili uyduruk profiller ve gönderiler yapmak,
Kadın haklarını komple kaldırmak için kadınlara çok fazla ayrıcalık verildiğini savunmak,
Kadın cinayeti işleyenleri savunmak,

Sosyal medya da yapılan propagandalar gündemle birlikte değişiyor.

Uydurulan Tarih

Çoğu kopyala yapıştır yapıyor. Sanki inanarak yapmıyorlar gibiler. Çoğunun çok fazla fake profili var. Ayrıca sosyal medya da bot hesaplar da kullanıyorlar. Sanki amaç ülkede kökten bir dönüşümün alt yapısını hazırlamak ve bunu halk istiyormuş gibi göstermek.
Şimdi Türkiye Cumhuriyeti’nde ilkokul okumuş biri için bunlar çok kolay şeyler değil. Sonuçta her ülke eğitiminde birincil olarak ülke sevgisini aşılar. Ama işte bence işler o kadar da yüzeysel değil. Bu kişilerin uydurduğu bir tarih bile var. Bu yazımda biraz yazmıştım. Peki bu tarihle ilgili ne zannediliyor:
Tarihimiz Osmanlı, biz Osmanlı torunlarıyız, Osmanlı Türk kökenli değil, Türk diye bir irk yok, biz Osmanlıyla doğmuşuz ve Osmanlıdan önce bir tarihimiz yok. O yüzden daha öncesi için Arap tarihini sahiplenebiliriz?
Tarih 1453’ten direkt 1923’e atlıyor. Fatih Sultan Mehmet mükemmel bir devlet kurmuşken Atatürk gelip o ülkeyi yıkıyor. Ve Anadolu’da Türk işgali başlıyor? Tabii Osmanlı farklı bir ırktı ya.
Atatürk bir numaralı nefret edilecek kişi. Çünkü öncelikle biz 1453’te çok güçlüyken o devleti yıktı ayrıca en önemli meselelerden biri kadın ve erkek eşit oldu bu kabul edilemez. -Bunu kabul eden kadınların beynindeki nöronlari öldürmek için günde kafalarına kaç kere vuruluyor bilmiyorum ama erkeklerin de kabul etmesi için anne oğul ilişkisi problemli ya da aşırı cinsel baskıyla büyüyen kişiler olmalılar.-
Arada Abdülhamit diye biri var. Kaçıncı Abdülhamit o bile bilinmiyor. O da ulu bir hakandı. Çok icraat yaptı. Ama ne gibi icraatler yaptı bilinmiyor.
Vahdettin’i kötülememek lazım ne yaparsa yapsın o da Osmanlı torunu bizim atamız. Tam olarak ne yaptı ne yapmadı bilinmiyor.

Peki bu kişiler tarihte nereleri yok sayıyorlar:


Osmanlı öncesi Türk tarihi,
Hz. Muhammed’in yaşayışı,
Kuran ayetleri,
Hz. Muhammed’in o dönemin femist bir reformisti olduğu,
Dinin evrensel olduğu tüm ırklara indiği Araplığı ve Arap kültürünü dayatmadığı,
1453 ila 1923 arası tarih ayrıca bu tarihler arasındaki:
Osmanlı’nın gerilemesi,
Osmanlının dünyada hasta adam olarak anılmaya başlaması ve batıdaki pek çok yeniliğe kayıtsız kalınması,
Osmanlı dönemindeki ciddi toprak kayıpları,
Osmanlıdaki Türk aydınlanması, tazminat dönemi ve meşrutiyetle padişahlık devrinin cumhuriyetten önce kapanmış olması,

İkinci Abdülhamit’in en çok toprak kaybeden ve toprak satan padişahlardan biri olması,

2. Abdülhamit’in aslında gayet eğitimli ve çağdaş bir padişah olması, diğer padişahlar gibi opera, müzik vs gibi batı kültürüyle gayet haşır neşir olması,

Abdülhamit’in o kadar da dindar olmaması, kadınlara düşkün, geniş renkli bir harem hayatının olması, içki fabrikaları kurmuş olması, sigara düşkünlüğü,
Genel olarak tüm Osmanlı padişahlarının imam olmaması müzik, sanatla ilgilenmeleri, alkol kullanmış olmaları, son halifenin ressam olması,
Birinci Dünya Savaşı bizim girmemiz ve sonuç olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması ülkenin diğer devletlerce işgali ve Türklere soykırım derecesine katliam başlaması,
Vahdettin’in ülkeyi bırakp İngiliz zırhlısıyla kaçmış olması,
Atatürk’ün tüm ideolojiyi uydurmadığı kendisinden önceki Türk düşünürlerinden ve zaten ülkede başlamış olan akımlardan etkilenmesi,
Atatürk’ün sanayi devrimiyle ülkenin ekonomisini kurtarması,
Atatürk’ün etkisinin dünya çapında olduğu, birinci ve ikinci dünya savaşında ülkesini kurtaran çoğu liderin Atatürk’ü örnek aldığı,

Yakın Tarih ve Bugün


Ayrıca:
Osmanlı’dan dağılan onlarca ülkenin bağımsızlığını bizden çok daha sonra elde etmiş olması, bunun sonucu olarak çoğunun kültürünün batılı ülkelerden etkilenmiş olması,
Yakın zamana kadar Doğu Avrupa’da bile savaş olması o yüzden özellikle benim görüp yaşadığım 90’larda dünyaya kıyasla şimdikine göre daha gelişmiş olmamız,
Şu anki gelişme sandığımız şeyin dünya çapında barışın eskisine göre daha çok sağlanması sayesinde gelişen ağlar ve küreselleşme olduğu ayrıca gelişen teknoloji olduğu,
Bütün bunlar göz ardı edilen şeyler. Elbette bunların bazıları sürekli okuma ve araştırmayla bilinebilecek şeyler ama bazıları da Türkiye Cumhuriyeti’nde gördüğümüz temel eğitimin içindeki şeyler. Yani okuyup araştırmasan bile ilkokulu bitirmek için bu eğitimleri almış olmak gerekiyor. İşte bu yüzden hala merak konum bu koşullarda nasıl beyin yıkanabiliyor? O yüzden iki şey üzerinde duruyorum ya bu kişilerin savunduğu şeyler muhtemel çok daha önce başlamış topluluklarda ailelerinin de katılımıyla nesilden nesile aktarılmış ya da sırf para ve menfaat için bunları yiyor gibi görünmek işlerine geliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir