Türkiye ve Dünyada Muhafazakarlık ve Sol Siyaset Anlayışı
Merak ettiğim şeylerden biriydi, neden gurbetçiler kendi ülkemizde muhafazakarlık desteklerken yaşadıkları ülkede sol anlayışı destekler? Bu ve daha enteresan bazı şeyleri yine bazı uzmanların yorumlarında buldum.
Muhafazakarlıkla Sol Görüş Arasındaki Fark
Bütün dünyada sağ görüş muhafazakarlığı desteklerken sol da işçi hakları ve insan eşitliğini destekler. Muhafazakarlık var olanın devamını istemek anlamındadır. İki görüşün baz aldığı nokta ekonomik. Sağ görüş sermaye sahipleri kimse sermayenin onlarda kalmasını savunurken, sol fakir ve zenginin bir miktar daha dengeye gelmesini savunur. Emek sömürüsüne karşı çıkar. Bu bağlamda aslında sol görüşler daha yeni. Halkın üst sınıf tarafından sömürüsüne karşı çıkan reformist hareketlerle ortaya çıkmış. Ancak bizde sağ görüşler daha çok dincilik anlamında kullanılıyor. Halbuki din sermayeyle alakası yok ve çıkış noktası da o dönemin inanış ve yaşayışına muhalif olarak ortaya çıkmış.
Bu farkları kendi tarihimize bakarak anlayamayız çünkü bu görüşler aslında batı ülkelerinde şekillenmiş. Biz de tarihi süreç biraz daha farklı işlemiş.
Tarihte Dinin Siyasetin Üzerindeki Etkisi
Çok gerilere bakarsak her toplumda doğa olaylarına karşı insanların korkusu arttıkça bu vesveseleri bastıracak bir din adamı bulunmuş. Ancak insan doğa olaylarına karşı güçlendikçe, bilimsel araştırmalar ve düşünceler bilinmeyenlerini azalttıkça daha insan odaklı olan semavi dinler ortaya çıkmış. o zamanki doğa odaklı pagan dinlerine karşı tepki olarak doğmuş ve bir nevi reform getirmiş.
Aynı anda devletler de büyüyüp genişlemiş ve dinler yayıldıkça devletler ve din karşılıklı birbirini desteklemeye başlamış. Bu çoğunlukla sermayenin devlette ve devlet destekli odakların tekelinde toplanması için çalışmış. Bunun karşılığında din adamlarında da ciddi para toplanmış. Kısaca pek çok düşüncede olduğu gibi dini felsefe de yaratıcısıyla birlikte büyük oranda ölmüş ve başka şeylerde kullanılmaya başlanılmış. Bu arada halk da sefaletten kırılmış. İşte bu yüzden halk yakın çağ reformları döneminde ayaklanıp bu düzene karşı koymuşlar.
Bugün gelişmiş ülkelerde muhafazakarlık anlayışının din değil daha çok sermaye üzerinden yapıldığını görmekteyiz. Yani genel olarak sağ kesimi zenginler ve orta halli varlıklı kişiler oluşturmaktayken sol kesimi dar gelirliler oluşturmakta. Bazen sağ görüşü ırkçılık ve yabancı karşıtlığı üzerinden dar gelirlilerin de desteklediğini görmekteyiz. Ancak bu da sermaye odaklı bir yaklaşımdır. Daha önce başka bir yazımda yazmıştım. Ülkelerin yabancı işçi alımındaki asıl neden ülkelerdeki emek ücretlerini sabit tutmak istemesidir. İşçi artarsa emek ücretleri aşırı yükselmez. Bu yüzden yabancı işçi girişi maaş oranlarını azaltır.
Bizde Neden Farklı?
Gelişmiş ülkelere bakıldığında muhafazakarlık anlayışından dinin hemen hemen çıktığını görebilmekteyiz. Bunun sebebi yukarıda yazdığım yıllar süren halkın sömürülmesi ve sefaleti sonucu halkta çıkan tepki. Halbuki bizim tarihimizde Avrupa tarihindeki kadar keskin bir sınıf ayrımı yaşanmadı. Din bahane edilerek halk ciddi anlamda sömürülmedi. Ya da şimdiye kadar sömürülmedi diyelim. Bu yüzden halk reform çıkaracak kadar ayaklanmadı.
İşte bu yüzden bizde hala muhafazakarlık anlayışının içinde din var. Sol her ne kadar dini yok etmeyi amaçlamasa da sağ sanki dini koruyormuş gibi bir izlenim vererek sermayeyi belli tekellerde koruyor. İşte bu yüzden gurbetçiler yurtdışında emeklerinin karşılığını ve eşitliklerini savunurken yurtiçinde dinlerinin devamını savunuyorlar. Zaten sermayeleri de yurtiçinde değil.
Uzmanlara göre ülkemizde yine dünyaya göre bir fark daha var. Ülkemizde orta kesim varlıklılar da sol görüşü destekliyor. Çünkü mevcut dini düşünce aynı zamanda modern yaşamı tehdit ettiği için modern hayatı tercih eden daha çok eğitimle varlıklarını elde etmiş kesimler modern yaşantılarının bozulmasını istemiyor.