Sağlıkta Şiddet Nasıl Başladı?
Bu ülkede şiddetten mağdur pek çok grup var. Ben daha çok kadından bahsettim ama aşina olduğum bir grup daha var. O da sağlıkçılar.
Bir arkadaşla beraber heyet değerlendirmesine girmiştik. Hekimler sağ olsun bizim fiziksel engel değerlendirmemize değer veriyorlardı. Böylece belli saatlerde heyet değerlendirmesi yapıyorduk. Değerlendirme sonucu verilen yüzdeyle hasta veya yakını maaş başta olmak üzere devletten belli kazançlar elde ediyordu. Hasta yakının biri hastasını değerlendirmemizi istemedi. Bize değerlendirmeden rapora kendi istediği sonucu yazmamızı istedi. Hasta da bilinçsizdi zaten artık gerçekten mi bilinçsizdi ya da yakını tarafından mı uyuşturuşmuştu bilemiyorum. Biz de reddettik tabii. Değerlendirmeden rapor yazamayacağımızı belirttik. Hasta yakını öyle bir olay çıkarttı ki. Şansımıza mı bilmem bir de yardımcı olalım diye öğle aramızı vermiştik. Tam da klinik yemekhanenin karşısındaydı. Araya güvenlikler girecek kadar büyüdü olay.
Bir tane daha unutamadığım olay var anlatmak istediğim. Şimdi sağlıkçı başına düşen hasta sayısı o dönemki ceolar tarafından belirleniyor. Biz de yerimize diplomasız işle alakası olmayan kişiler gelmesin, vatandaş kaliteli sağlık hizmeti alsın diye savaş veriyoruz o zamanki yönetimle. O dönem malesef aynı anda iki hasta almak durumundayım. Personel yetmeyince, personel alayım değil de konuyla alakasız eğitimsiz fazla personeli göndereyim anlayışı var. Bu da etik olmayacak vatandaşı kandırmak olacak diye ekipçe kendimizi kasıyoruz. Neyse. Bir arkadaş hasta mı oldu işi mi çıktı tam hatırlamoyorum. Etti mi sana aynı anda üç hasta. Üçüncü hasta hanımefendi yanına beş dakika gecikmeli gittim diye kıyameti kopardı. Sonuçta aynı tedavi sadece beş dakika bekleyecekti. Devletin mallarını tek tek yere fırlatmaya başladı. Ben de idealist olduğum için o dönemler bana gelen hakaretleri önemsemeyip devletin malları gidecek diye endişelendim. Sadece cihazlar zarar gördü diye sözlü bir bildirim yaptım. O dönem çalışan hakları diye bir şey yoktu çünkü. Nihayet -pardon ama- birkaç kişi öldü de çalışan hakları diye bir şey getirdiler. Zaten biz de baktık vatandaş da çok halden anlamıyor ceolara teslim ettik bir süre sonra. Onlar da işten anlıyor anlamıyor birilerini getirdiler eksik kalan yere.
Şimdi deneyimi geçip biraz da fikirlerime gelmek istiyorum. Bunlar tamamen kendi fikirlerim.
Şimdi güzel reklam yapılan bir şey var. O da şu. 90’larda doktora görünmek için sabahtan akşama kadar sıra bekliyorduk. Şimdi girdik mi doktora hemen görünebiliyoruz. Büyük bir gelişme!
Ancak bu konuda bahsetmek gereken şeyler var. Birincisi bilgisayarlar bir sıra algoritması belirleyip size bir gün ve bir saat veriyor. Böylece o saatte gittiğinizde sıra beklemenize gerek kalmıyor. Bu sanki mevcut iktidarın başarısı gibi reklam ediliyor. Ancak 2002’den bu yana bilgisayarın hayatımıza getirdiği yeniliklerden biri gibi algılanmıyor nedense. Çünkü aradan çok zaman geçti ve teknoloji dünya çapında ilerledi. Yani acaba bu yeniliği bize iktidar mı sağlıyor yoksa gelişen bilgisayar teknolojisi mi?
Evet bilgisayar bir gün belirledi de bu gün sizin ihtiyacınızdan bir ay sonrası. Yahu gittiğinizde saatlerce sıra beklemiyorsunuz doğru da bir ay bekliyorsunuz. Sağlık bu yahu. Bir ay beklenir mi? Benim ünitemde 6ay ila 1 yıl arasıydı bekleme süresi. Ben sıra alayım dedim -sağlıkçıyız diye bir öncelik yok çünkü- ‘şu an sıra veremiyoruz bir ay sonra tekrar deneyin’ dediler. Sağlık sorunu bu, bir ay beklenir mi? Hayır bir de bir ay sonra da daha anca sıra verecekler ne zaman verecekleri belli değil. Bir de 2018-2019 döneminden bahsediyorum. Yakın zamanda müdürlük tabiplerin istifa furyasından kafasını kaldırıp benim istifamla ilgilenemedi. Artık ne olur bilmiyorum. Ben ipucu vereyim. Ben özele gittim.
Yani kısaca doksanlarda sabahtan akşama kadar sıra bekliyorduk doktora görünmek için şimdi bir ay bekliyoruz. Hangisi daha iyi ya da kötü? Soruyu cevaplayacak akıllı birileri mi var? Onlar için bir suçlu bulundu. Sağlıkçılar…
Tabii nüfus artarken ataması artmayıp açıkta kalan sağlıkçılar. Zaten kapasitelerinin kat katı fazla çalışıyorlar ama neden işte mesela ışınlanamıyorlar ya da kendilerinden kopya yaratamayıp herkesle gerektiği kadar ilgilenemiyorlar da zamanda geriye falan gidip herkese yetişemiyorlar. Hacettepe neden bir Hogwarts olamıyor?
Sağlık bakanlığı o dönem destekliyor bu algıyı diyor ki “lütfen personelimizi şikayet edin” “Hepsini ciddiye alıyoruz” Karşılığında onlar bize bir şikayette bulunamıyorlar… Hastaya gözlerini bereltti diye hakkında soruşturma açılan arkadaşım var. Savunmada gözlerim büyük yazdı. Böyle saçmalıklar…
Sonra ucu kaçtı tabii öldürülenler, ciddi yaralananlar oldu. Sonra bu da toplumumuzda kanayan bir yara oldu. Sanki doktorlar ölüme çare bulmalıymış gibi. Kısaca ben kadına şiddetin artmasının arkasındaki algı ve ekonomik faktörlerin aynısının sağlıkçı şiddetine de sebep olduğunu düşünüyorum.