DOĞUM ÖNCESi ALIŞVERiŞ
İlk çocuğunuza hamileyseniz yani bebeğin neye ihtiyacı olduğu konusunda cahilseniz panik halinde her gördüğünüzü almak isteyebilirsiniz. Çocuk doğup, biraz ele avuca gelmeye başlayıp bilinçlendiğinizde bazı şeylere boşuna para verdiğinizi anlayacaksınız. İnternette okuduğum alışveriş listeleri inanılmaz. Hadi her şeyden fazla fazla aldın. Bu çocuk büyümeyecek mi? O kadar aldıklarını giydirebilecek misin? Bu çocuğa hediye gelmeyecek mi? Ayrıca internetten ne kadar liste de okusa insan bilmeyince rahat edemiyor. Ben de bebek alışveriş sitelerinden birinin uygulamasını indirip tüm kategorilerdeki ürünleri inceledim. Bebek malzemelerini ve ne işe yaradıklarını bilmiyorsanız bu uygulamalar sizin için ideal. Neyin işinize yarayacağını da bu uygulamalara bakarak listenizi oluşturabilirsiniz. Hatta bu uygulamalardan online alışveriş de yapabilirsiniz. Ancak benim bu konudaki deneyimim pek iyi olmadı. Hamileliğimin altıncı ayında, hayallerimi süsleyen hamile bahçivan kot pantolon almak istedim. Geldiğinde çok heyecanlanmıştım ama ürün defolu çıktı. Ben de geri gönderdim. Sonra iki hafta ses çıkmadı. Aradığımda ürün geri gelmedi dediler. Ben de kargo şirketinin kaybettiğini düşündüm. Kargo şirketi anında cevap verip teslim ettiklerini kanıtladı. Alışveriş yaptığım yerden kavga dövüş yeni ürünü kargolattım. Bu deneyimden dersimi almış mıydım? Tabii ki hayır. Bu sefer de alınabilecek en pahalı şeyler olan puset ve bebek beşiğini aynı siteden sipariş verdim. Mükemmel indirimler vardı. Uygulamayı aylardır incelediğim için indirimleri de takip etmiştim. Yüklü bir miktar olan ücreti havale gönderdim. Birkaç gün sonra havalenin onlara ulaşmadığını tekrar havale göndermem gerektiğini söylediler. Ancak ben de havale gitmiş görünüyordu. Doğal olarak para da bende değildi. Bankayı aradığımda havalenin gitmiş olduğunu söylediler. Ben de şirketi arayıp önce paramı geri göndermelerini sonra havaleyi tekrar göndereceğimi söyledim. Beş altı tane dilekçe yazdırıp gönderttiler. Aradan günler geçmişti. Ciddi miktardaki param da yoktu ürünler de yoktu. Onları param zaten onlarda olduğu için parayı geri göndermenin sonra tekrar havale yapmamın anlamsız olduğuna ikna etmeye çalıştım. Zaten parayı geri göndermiyorlardı. Ancak bir türlü anlaşamıyorduk. Beni sürekli başkalarına yönlendiriyorlardı. En sonunda sinirlenip bağırıp çağırmaya başladım. Eşim telefonu elimden alıp konuştu. Artık nasıl konuştuysa ürünleri göndermeye ikna etti. Böylece dersimi almış oldum ve bir daha o siteden online alışveriş yapmamaya karar verdim. Hala da oradan online alışveriş yapmıyorum.
Bir diğer dikkat ettiğim husus bebek alışverişinin zamanı. Bazı çiftler bir özentidir daha üç aylık ya da dört aylık hamileyken alışverişe başlıyorlar. İkinci trimesterde çocuğun ayrı bir odasında her şeyi hazır oluyor. Bana çok mantıklı gelmiyor. Dediğim gibi ben pozitif değil felaket senaryoları üreten negatif biriyim. Bunun düşüğü var Allah korusun kayıp riski var. Sonra aldıklarımıza bakıp ağlamayalım dedikten sonra bu sefer eşimi bebek doğmadan önce alışveriş yapmaya ikna edemedim. Bebek doğunca nereye yatıracağız diye diye sonunda 32. haftadan itibaren alışverişimizi yaptık. Genel olarak bebek doğar doğmaz ihtiyacı olan ya da olacağını düşündüğümüz şeyleri aldık. Hiçbir şeyde abartıya kaçmadık. İşte benim doğum öncesi alışveriş listem:
Puset: Sanırım bebek için alınan iki büyük şeyden biri puset. Kesinlikle işime yaradı. İlk aylar pek dışarı çıkarmayı tercih etmeseniz de bir zaman sonra hayat devam edecek ve puset kolaylık olacak. Alacağınız pusetin kolay kontrol edilebilir olması ve kilidinin olması önemli. Dört tekerden fazlası kontrol açısından önerilmediği için dört teker aldım ve rahatlıkla kullanıyorum. Ayrıca benim aldığım puset katlanabilir ve 4 kilo ağırlığındaydı. Normalde pusetler 8 kilo civarı oluyor. Hafif olması da taşımada çok büyük kolaylık oluyor. Ben travel sistem olarak aldım pusetimizi. Yani ana kucağı da var içinde. Aynı zamanda belli kiloya kadar oto koltuğu olarak da kullanılabiliyor. Oto koltuğu bebek doğduğundan itibaren zorunlu. Ekstra bel desteğiyle bebek çok küçükkenden itibaren kullanılabiliyor. Ayrıca daha ilk günlerden itibaren bebeği taşımada kolaylık sağlıyor. Yine ilk aylarda yatağından çıkardığınız zamanlar yanınızda ana kucağına koyabilirsiniz. Ben sallanma özelliği olmasına dikkat ettim. Ana kucakları rahim ortamı düşünülerek tasarlanmış. Sıcak da tutuyor. Bir ara benimki ana kucağında yaşadı diyebilirim. İlk aylar reflü problemimiz vardı. Gece uyurken yavrumu tıkıyordu ve beni çok korkutuyordu. Ana kucağında tıkanmaların az olduğunu fark ettim. Bir ay ana kucağında yaşadık diyebilirim. Tepesine mobiller bile astım. Ana kucakları pusete monte edilebiliyor. Ben artık ana kucağını evde kullanmıyorum. Arabada bırakıyorum.
Bebek beşiği: Benim aldığım ikinci büyük şey de bebek beşiğiydi. Ben bebeğe ayrı oda yapmadım. Çünkü en az üç yıl aynı odada kalmayı düşünüyorum. Zaten yıllarca ayrı odada kalacak. Küçükken bağrıma basmak istiyorum. Bu durumda ayrı oda yapmak mantıklı gelmedi. Daha fonksiyonel ve benim gibi göçebe yaşayan biri için en mantıklı seçimi yapıp park yatak aldım. Baya büyük bir şey geldi. Puset gibi hafifcek bir şey de değildi. Oldukça ağırdı. Alt değiştirme ünitesi ve gözleriyle çok fonksiyonel bir şeydi. Gelir gelmez üst katını kurduk. Biraz hareketlenip, ağırlaşınca kat kaldırılıyor. Oyun alanı olarak kullanıyor, tekerlekleri sayesinde taşıyabiliyor, katlanabilme özelliği sayesinde taşınabiliyor ve sallanma özelliği de kullanılabiliyor. Ayrıca altındaki fermuar sayesinde biraz büyüyünce çocuk yatağa kendi de girip çıkabiliyor.
Kullandım mı? İnanır mısınız kullanmadım. Yuh yani bebek yatağını mı kullanmadın diyeceksiniz. İlk ay kullandım. İkinci ay reflüden dolayı ana kucağında yaşadık. Üçüncü ay şehir dışındaydım zaten. Dördüncü aydan itibaren de beraber yatmaya başladık. Şu an beşiği sadece oyun alanı olarak kullanıyoruz. Çocuğum kendi girip çıkabiliyor böylece oraya hapsetmiş de olmuyorum.
Belki şimdiki aklım olsaydı bebek beşiği yerine baby nest alırdım. Baby nest diye bir şeyin varlığını doğurduktan çok sonra fark ettim. Bebeği içine koyabileceğiniz bir bebek yuvası. İsterseniz kendiniz bile yapabilirsiniz. Ama çok elzem mi emin değilim. Beşiğin içine koyabileceğiniz bebek yataklarıyla da idare edebilirsiniz. Yatağınıza koyarsınız. Gündüz uykularında yanınıza yatırırsınız. Baby nest belki ilk zamanlar bebeğimi ezerim korkusu için faydalı olabilir. Anne yanı beşiklerini de bir ara düşündüm. Sırf sallanabilme özelliği yok diye vazgeçtim. Yeni yeni sallanabilme özelliği olan anne yanı beşikleri de görmeye başladım. Ama sonuçta belli aya kadar kullanılabilen bir şey. O kadar para harcamaya değer mi emin değilim.
Bebek yatağı: Beşiğin içine konulacak yataktan bahsediyorum. Yatak olmadan beşik hiçbir şeydir. Ortopedik yataktan onüç yaşına kadar kaçınıyoruz. İskelet sistemi gelişimi açısından sert yatak olması gerekiyor. Bunun için sünger ya da pamuk yatak öneriliyor. Pamuğun çok terlettiğini duyunca sünger aldım. Hatta iki tane aldım. Birini gündüz uykularında yanımda salonda uyusun diye aldım. Gündüz ve gece hep bu yatakların üzerine yatırdım. Dördüncü aydan itibaren yere koymak istedim çocuk rahatça hareket etsin diye ancak yer için biraz ince geldi. Yavruma sert olması diye eskiden kullandığımız pamuk minderlerden bulup çıkardım. Şimdi gündüz pamuk gece sünger yatakta yatıyor.
Lastikli çarşaf: Lastikli çarşaf ilk aylarda çok işe yarıyor. Kullanımı da çok kolay. Kıvrışma derdi olmuyor. İlk aylar çocuk çok hareket edemediği için yatağında kırışıklık olmaması gerekiyor. Bu konuda lastikli çarşaf pratik oluyor. Çocuk hareketlendikten sonra nevresim takımı ya da herhangi bir çarşaf da iş görebiliyor. Ben üç tane aldım. Doya doya kullandım.
Süt sağma pompası: İşe başlayana kadar işe yaramaz diye almayacaktım. Ancak tavsiye üzerine aldım.
Kullandım mı? Hem de iki ay yapışık yaşadık. Anladım ki olayın işe başlamayla falan alakası yok. İlk zamanlar emme, emememe ve meme durumları kaos halini alabiliyor. Sütünüz gelmezse bu aparatla sağıyorsunuz geliyor. Bebek ememezse sağıyorsunuz içiyor. Süt arttırmakta bile kullanılıyor. Kısaca her anne adayının alması lazım.
Meme ucu kremi: Hemen memem tahriş olacak diye her emzirmede kullandım ilk zamanlar. Ne işe yaradığını da anlamadım. Hatta hamilelikte 32. haftadan itibaren kullanın meme ucunuzu hazırlar dediler kullandım. İşe yarayıp yaramadığını anlayamadım. Lakin bir zaman sonra meme ucum ciddi anlamda tahriş olmaya başladı. Zeytin yağı da denedim, ayva çekirdeği jölesi de ama en çok lanolinli krem işe yaradı bende. Belki doğum öncesi elzem değil ama doğum sonrası mutlaka alınması gerek.
Süt saklama poşeti: Hamileyken ağzım bir karış açık hayretle sütünü buzluklarda saklayanlara bakardım. Ben de ne olur ne olmaz aldım bir kutu. Kilitli poşet üstelik ayakta durabiliyor. Üstüne ne zaman sağdığını da yazabiliyorsun. Süt saklama kutularından daha pratik geldi.
Kullandım mı? Pek değil. Buzlukta saklamadım. Buzlukta taze kalacağı süre hakkında herkesin farklı bir görüşü var. Bir arkadaşım “doğumdan hemen sonra gelen ağız sütünden biraz sağ buzluğa at, aksırıp tıksırdığında biraz sütüne karıştır ver” demişti. Ancak bizimki şu an biberon almıyor. Arkadaşın dediğini yaptım yapmasına ama aylar sonra acaba hala taze mi telaşı aldı götürdü beni. Şu an hatıra olarak saklıyorum. Ayrıca “buzlukta saklamayın siz o sırada bebeğin ihtiyacı olan şeyleri salgılıyorsunuz, iki üç ay önceki sütünüz bebeğin bu zamanki ihtiyacını karşılamaz” dediler. Mantıklı geldi. İlk zamanlar çok sık süt sağdım. Ancak hemen verdiğim için biberonda sakladım. Artık tüm biberonlar da saklama için başlık da var. Yani almasam da olurdu.
Biberon: Aslında almayacaktım. Zaten süt pompasının içinden çıkıyor. Ancak antikolik özellikli biberonları görünce pompadan çıkanı değil bu özellikli biberonları kullanırız dedim. En küçük boyunu değil de orta boyunu aldım.
Kullandım mı? Hem de atılacak hale gelene kadar. Pompadan çıkan biberonu pek kullanamadı. Antikolik özellikli olanı çok beğendik. İyi ki küçük boyunu almamışım. Hatta birinci ay sonunda büyük boyunu da aldım. Ancak onu fazla kullanmadan biberonu bıraktık.
Emzik: Her şeyin doğalı olsun diye kauçuk aldım. Ancak doğumdan sonra aldığım silikonları daha çok sevdik. Sağlık ocakları hijyen yönünden pedagoglar da anneden uzaklaştırması yönünden karşı çıkıyorlar. Ancak şu bir gerçek ki benim bebeğim doğduğunda ememiyordu. Ne zaman ağzına emziği verdim ondan sonra mememi emebilmeye başladı. Üçüncü haftadan sonra verilmesi öneriliyordu. Ben de öyle yaptım. Daha erken versem bile olurdu belki de. Hijyen açısından her ay bir emzik aldım. Eskisini çöpe attım. Ben sadece uyutmak için kullandım. Ayrıntılarını başka bir yazımda anlatacağım. Yani epey emzik alışverişimiz oldu.
Emzik kabı: ilk aldığım kauçuk emziğe bir de emzik kabı aldım. Ancak sonra Avent’in kapaklı emzikleri daha pratik geldi. Onlardan devam ettim.
5’li zıbın takımı: Zıbın, patikli pantolon, önlük, eldiven ve şapka. Çıt çıtlı body dışında bebeğin ihtiyacı olan tüm kıyafetler bunlar zaten. Yüzde yüz pamuk olmasına dikkat ederek aldım. Hem de her şey takım olmuş oldu. Önden çıtçıtlı zıbın özellikle kafasını tutamadığı ilk aylarda tercih sebebi. Patikli pantolonla çocuğumun ayağı açılmış mı derdi yok. Eldiven elcikleri üşümesin diye ama doktorlar ikinci aydan sonra kavramayı engellediği için önermiyor. Şapka da en çok ısı kaybettiği kafasını korumak için. Onu da ilk ayı atlattıktan sonra çok kullanmayın ki çocuğun kafası konak olmasın. Topu topu üç tane aldım. Manyak gibi en ufak bir şey damlasa değiştirmem herhalde, ayrıca ne kadar hediye gelir bilmiyorum diyerek o kadar aldım. Ve haklı çıktım. Bir kere çocuk kafasını tutamadığı için giydirmek dert oluyor. Ayrıca bence küçük kollarını ve bacaklarını kıyafetten geçirirken canı yanıyor ki giyinmekten hiç hoşlanmıyorlar. Bir arkadaşım bebeğini giydirmeye çalışırken bebeğin parmaklarını kırmış. O kadar narinler ki. Çocuğu hep aynı kıyafetlerin içinde bırakın demiyorum ama bol bol mermerşahı ve önlük kullanarak üst baş değiştirme işini azaltabilirsiniz. Hediye konusunda da bu kadarını tahmin etmiyordum. O kadar çok hediye geldi ki inanır mısınız bebeğe hala yeni kıyafet almadım. Sonuçta üç ayda bir 6-8 takım kıyafet bence yetiyor. Kirlenince de yıkayın geçin. Zaten eskiyene kadar bebek büyümüş olacak. Önlük konusunda da şöyle bir şanssızlığımız oldu. Arkasındaki çıtçıtlar bebeğimin ensesine dokundu. Piyasada satılan çoğu önlük maalesef çıtçıtlı. Bu konuda imdadıma mermerşahı bezler yetişti.
Çıtçıtlı body: Çıtçıtlı body bebeğin iç çamaşırı olacak. Ben yine üç tane ama kafadan geçirmeli değil önden çıtçıtlı aldım. İyi ki öyle yapmışım çünkü kafasını tutana kadar giydirmek cidden zor oluyor. Üç dört tane de anneme iç zıbın siparişi verdim. Ancak onları beğenmedim. Sürekli toplandı. Zaptedemedim. Çıtçıtlı bodylerin alttan çıtçıtlı olması önemli. Bebeğin beli açılmıyor.
Bebek çorabı: İlk altı ay patikli pantolonun içine mutlaka giydirdim. Bebeğin ayağına denk gelmesi önemli. Büyük olursa anında çıkıp gidiyor. Küçük olursa sıkabiliyor ya da çıkabiliyor. Doğumdan önce üç çift aldık.
Ağız bezleri: En çok kullandığım şeylerden biriydi. Kusmuk bezi, salya, ter bezi, banyo sonrası kulak vs kurulama ve daha aklıma gelmeyen birçok şey için kullandım. On tane mermerşahı on tane havlu bez aldım. Annem de en az on tane yumuşacık tülbentlerden diktiği bezlerden getirdi. Yani otuz tane falan vardı. Hepsini kullandım. Belki havlu bez yerine mermerşahı kullanabilirsiniz. Havlu biraz sert olunca bebek pek sevmiyor. Ancak havlunun emiciliği çok daha iyi oluyor.
Omuz örtüsü: Bebeğin gazını çıkarırken üstüne kusacak da üstün kirlenecek de. Tabii bebek yokken ilk düşüneceğin şey kendi kıyafetlerinin temizliği olabilir ama bebek doğunca o iş öyle olmuyor canım. Hem sanki sadece omzuna kusuyor. Şu ana kadar tepemden tırnağıma her yerime kusmuştur yani omuz bezi falan işe yaramıyor. Aldım kullandım mı? Ben önlük de olabilen omuz bezi almıştım. Büyükçe bir önlük oluyordu. Altıncı aydan sonra mama yedirirken kullandım. Ancak silinebilir olmaması pek pratik olmadı.
Emzirme önlüğü: İçinde hem bebek terler hem sen bunalırsın. O yüzden şöyle memeni lönk diye çıkarıp bebeğin ağzına sokacağın yerleri tercih edersin emzirmek için. Lakin o iş öyle olmuyor. Çocuk her an her yerde acıkabiliyor ya da meme isteyebiliyor. Aldım kullandım mı? Kullandım. Ancak alıştıktan sonra aslında her türlü örtü kullanılabilirmiş onu fark ettim.
Yan yatırma yastığı: Hayat kurtarıcı dediler aldık. Gerçekten de hayatımızı kurtardı. Kaç kere boğulma tehlikesi atlattık. Bana göre kesinlikle alınması gereken belki de ani bebek ölüm sendromunun önüne geçen bir icat. Bizde yan yatırma yastığı yetmedi bile. Ekstra yastık kullandık reflü problemimiz geçene kadar.
Penye battaniye: Belki çocuğunuzu çok ısıtmaz ama kesinlikle çok fonksiyonel. İlk aylar da kundak yaz aylarında battaniye. Ben iki tane aldım. Annem de iki tane getirdi. Hepsini kullandım.
Bebek hırkası: Bebeğimin ilk hırkasını ben ördüm. Dışarı çıkarırken giydirdim. Bol bol hediye yelek giydi. Kullanımı kolaydı ama evde çok soğuk günler dışında çok giydirmedim. Doğal gaza yüklendik. Üçüncü aydan sonra da iki katlı mükemmel bir hırka hediyesi aldım onu giydirdim.
Yün battaniye: Yine ilk iki battaniyesini ben ördüm. Bir tanesini de annem ördü. Kullandım. Yalnız size tavsiyem yün battaniye için kalın iplik ve kalın şiş kullanın. İnce yün battaniyenin çok bir esprisi olmuyor.
Alt değiştirme seti: Böyle yumuşacık bir şey gördüm aldım. Bebeği içine koyuyorsun. Küçük yastığı da var. Alt değiştirme için ziyan etmeye hiç niyet etmedim. Dışarı çıkarken ilk aylar üstüne geçirdim. Evde uyurken emzirirken bile kullandım. Ama iki üç aydan sonra sığmadık. Yastığını kullanmaya devam ettim. Ana kucağında pozisyon verirken ve alt değiştirme ünitesinde kullandım. Çünkü reflü problemimiz alt değiştirirken de yavrumu tıkıyordu. O yüzden işe yaradı.
Alt değiştirme bezi: Artık alt değiştirme bezleri satılıyor. Kullan at şeklinde kullanmak mantıklı geldi. Sonuçta alt değiştiriyorsun. Çişi var kakası var. Kirlenince at gitsin. Bir paket aldım doğum öncesi.
Bebek bezi: İlk zamanlar altını ıslattığını nereden anlayacağım derdiyle ıslaklık göstergesi olan bir bez aldım. Alışana kadar yardım etti. İki paket aldım. Kampanya diye paket paket almak mantıklı gelmedi. Çünkü marka olarak bir fikrim yoktu. Ve ne zaman beden değiştireceğimizi kestiremiyordum. Gerçekten de ilk aldığım markayı beğenmedim başka markaya geçtim.
Isı ve nem ölçer: Bunu önceden alıp evin ısısını ve nemini ayarlamak bence çok mantıklıydı. Isıyı daha doğuma gitmeden ayarladık. Insanların bebek var diye oda nemlendiricisi almasının ne kadar anlamsız olduğunu keşfettim. Çünkü çoğu evindeki nem miktarından habersiz yapıyordu bunu. Halbuki az nemin zarar verdiği gibi çok nem de insan sağlığına zarar veriyor. Ve bizim evimizde nem fazla geldi. Ayrıca aldığım bu ısı ve nem ölçerde ışıklı saat ve alarm olması emzirme düzenine alışmamda yardım etti. Bebek bir iki ayda ısı algısı olarak bize benzedi böylelikle daha fazla kullanmamıza gerek kalmadı.
Nem alıcı: Evde nem fazla olunca nem alıcı araştırdım. İçinde katı bir kimyasal olan kutulu bir aparat aldım. Durduğu yerde su üretiyordu. Sözde odanın nemini alıyordu. Evin metrekaresine uygun aldım ama bir işe yaramayınca nem alıcı makinelere bakmaya başladım. Çok pahalıydı. Allahtan almamışım kaloriferleri açınca nem düştü. Optimal düzeye indi. Böylece bu aldığım şeyi boşuna almış oldum.
Leğen, kova, maşrapa: Bildiğin leğen ve bebek küveti arasında fiyat dışında ne fark var hala anlayabilmiş değilim. Bizim zamanımızda bebek küveti mi vardı. Kova ve maşrapayı da bildiğimiz kova ve maşrapadan aldım. Bebek mağazalarındakinin tek farkı fiyatı.
Bebek süngeri: Yumuşacık bebeğinizi yıkamak için doğal süngerler. Sizi üzmez.
Bebek şampuanı: Hem saça hem vücuda kullanılan yenidoğana özel sabunsuz şampuan aldım. Bir alana bir bedava kampanyasını yakaladım. Bereketliymiş hala bitmedi.
Bebek tırnak bakım ve tarak seti: Küçük makas ilk üç ay için öneriliyor. Üç aydan sonra çıt çıt makas denilen tırnak makasına geliyor sıra. Bu setlerin içinden taraklar da çıkıyor. Yumuşak fırçayı hala kullanıyorum. Sert tarağa ise hala sıra gelmedi.
Bebek ateş ölçer: Bir ateş ölçer her annenin sahip olması gereken bir şey. Bebeğimizin hasta olmasını istemiyoruz o yüzden bu alışverişi gözardı edebiliyoruz. Ancak hastalık ve ateş durumlarında ateş ölçer hayat kurtarabilir. O yüzden ateş ölçerinizi iyi bir marka almanız gerekiyor. Her ne kadar bunun için temassız ateş ölçere bir dünya para verin diyen çok olsa da uzmanlar daha çok kulaktan ateş ölçerleri öneriyor. Ayrıca klasik dijital termometreler hem güvenilir hem çok ucuz. Ben klasik dijital termometre aldım. Ama bekleme süresi çok, tabii o sırada çocuğu zaptetmek zor oluyor. Civalı eski tip termometreler bile daha hızlı ölçer. Bunu almak zorundasınız ama 12 lira verirseniz de 350 lira verseniz de çocuğun ateşini ölçebileceksiniz. Sadece kullanım rahatlığı açısından daha fazla para harcamayı düşünebilirsiniz. İlk 6 ay bebeklerde ateş beklenmediğinden bu alışverişi doğum sonrasına da erteleyebilirsiniz.
Burun aspiratörü: Biz hüp diye içine çekmelik aldık. Bunun başlıkları değişiyor. Kaç defa başlık aldık saymadım bile. Bebek ilk zamanlar ağzından nefes almayı bilmiyor o yüzden burnu tıkalı olunca tıkanabiliyor. Biz çok sık kullandık. Bebiş biraz arıza çıkarıyordu ben de çok duygulanıyordum. Şu an asla yaptırtmıyor. Deniz suyula işimizi görüyoruz neyse ki artık.
Serum fizyolojik: Aspiratörü serum fizyolojiksiz kullanmıyoruz. Doktorun da tavsiyesiyle kışın günde üç beş defa damlatıyorduk. Ancak bu kutulardaki serum fizyolojik yetmiyordu. Kendim kaynamış suyla yapmaya başladım. En sonunda deniz suyu diye bir şeye çok para verdik. Ama değdi. Hem bir serumunun içinde bol miktarda vardı hem de kutudaki serum miktarı bizi üzmedi.
Yaprak pamuk: İlk üç ay ıslak mendil değil yaprak pamuk ve kaynamış su kullandım alt temizliğinde. Uygulama zorluğundan değil de yaprak pamuk bulmak zor oldu. Neyse ki üç ayın sonunda en az zararlı organik ıslak mendili buldum.
Cam şişeler: Alt temizliğinde kullanacağım su ve zeytinyağlı suyu koymak için cam şişeler aldım. Zeytin yağını benmari usulü asitliğini aldıktan sonra suyla karıştırdım.
Bebek banyo aparatı: İşte bu size bebeği leğen hatta varsa küvetinizde rahatlıkla yıkamanızı sağlayacak aparat. Yukarıda fotoğrafı var. Hem fileler gibi gevşer düşer derdi de yok. Ben üstüne havlu serdim rahat rahat banyo yaptık.
Bebek havlusu: Bunu annem doğumda getirmişti. Siz mutlaka alışveriş listenize dahil edin. Normal dörtgen bir havlu ama başlığı var. Banyo yaptırınca başlığı kafasına geçirip bebişi sarıyorsun. Yumuşacık.
Park yatak için cibinlik asma aparatı: Aslında ben bunu cibinlik asmak için almadım. Mobil asmak için aldım. Hamileliğimden itibaren Montessori okuyorum. Maria Montessori bebeklere her ayına özgü mobil gösterilmesini öneriyor. Işıklı sesli dönenceler asla önerilmiyor. Bir kere ışık ilk aylar gözlere zarar verdiği için yasak. Ses içinse en güzeli annenin sesi. Işıklı sesli oyuncaklar ilk aylarında bebeklerin fazla uyarılmasına sebep oluyor. Ben de Montessori yöntemini benimseyip haftasına uygun mobiller göstermeye karar verdim. Bu mobiller görme ve zeka gelişimine de uygun. Bu mobilleri Türkiye’de satan yer bulamayınca benzerlerini elimden geldiğince evde yapmaya çalıştım. İki-üç haftada bir değiştirilmesi öneriliyor ki çocuğa farklı duyu girdileri sağlansın. Neyse cibinlik askısını mobiller için ilk altı hafta kullandım. Sonra daha çok ana kucağında uyanık olduğumuz için mobilleri ana kucağına astım.
Süt arttırıcı çay: Hala kullandığım bir şeydir. Başka markaları da denedim ama en çok Humana işe yaradı. Ayrıca malt içecekler de Humana kadar olmasa da sütümü arttırdı.
Kulak çubuğu: Sözde göbek bağı temizliğinde kullanacaktım ama bizim göbek erken düşünce gerek kalmadı.
Formül mama: Bunu doktorum aldırdı. Süt gelmeme ihtimaline karşı tüm annelere aldırıyormuş. Sütüm gelse de bebeğim ememedi. Daha hastanedeyken mamaya başladık. Sonra meme ucu denedim ama o da işe yaramadı. O arada mama verdik. Sonra sağmaya başladım. Ancak sağınca memeden emdiği kadar çok gelmiyor. O yüzden ilk ay düzenli mama verdik. Bir ayın sonunda emmeye başlayınca ancak uyumaktan istikrarlı ememeyince az miktarda vermeye devam ettik. İkinci ayın sonunda formül mamayı kestik. Gerçekten çok pahalı ve muhtemelen çok sağlıklı olmayan bir şey. İlk aylardaki reflünün sebebi olduğuna inanıyorum. Ben en küçüğünden bir kutu almıştım. Maalesef kullanmak zorunda kaldık ve sonra birkaç kutu daha bitirdik. Umarım siz kullanmak zorunda kalmazsınız.
Lohusa bezi: Tavsiye üzerine aldım. Doğum öncesi doktorun elime tutuşturduğu kısa listede de vardı. Kesinlikle çok büyük rahatlık. Hijyenik pedlerin lohusalığın ilk günleri yeteceğini sanmıyorum. Hastanede hasta bezi getirdiler ama kullanmadık. Zannımca bu bezler külot gibi bedeni sardığı için çok daha rahat. Ben bir paket kullandım.
Önden açılır pijama takımları: Böyle bir şeyim yoktu o yüzden iki takım aldım. Emzirmeye alışınca kıyafetin bir önemi kalmadı. Ama alışıncaya kadar şekilden şekile girdim. Şu an anlam veremiyorum ama muhtemelen olması gereken bir süreçti. Piyasadaki lohusa takımları biraz erotik geliyor bana. Hastanede ve evde ilk günler ziyarete gelineceği için öyle utanırım diye normal takım aldım. Hatta biraz aşırıya kaçıp anneanne takımı almış olabilirim.
Önden açılır gecelik: İki takım aldım. Hastanede doktor ve hemşireler kontrole gelince kolaylık oluyor. Evde rahat edemediğim için sadece hastanede kullandım. İki takımı da kullandım. Kan, ter vs olmadı ama ilk gelen sarı süt her yere bulaştı.
Emzirme sütyeni: Aynı şekilde emzirmeye alışınca çok da elzem gelmiyor. Önemli olan memeleri sıkmayan bir şey almak. Bir beden büyük alın. Ben üç tane aldım.
Lohusa terliği ve tacı: Çok süslü biri olmayınca mavi bir bant aldım kafama ve takmadım. Valla doğumdan sonra aklıma gelmedi ne yalan diyim. Terlik çok güzel yumuşacıktı. Aldıktan sonra süslemek saçma geldi.(Yok anacığım ben süslü hatun değilim.) Hastanede giydim yumuşak yumuşak.
Hediyelik malzemesi: Ben kendi hediyeliklerimi kendim yaptım. Son haftalar stresle beklerken çok işe yarıyor.
Kapı süsü malzemesi: Önce hastanede sonra eve asmak için yeni aile üyesini müjdeleyen mavi bir kapı süsü. Ben kendim yaptım. Deniz makarnası, birkaç çeşit kurdele, küçük heykelcikler, nazar boncukları, tül, harfler ve silikon. Keçeden yapan yaratıcı arkadaşlar da var. Ben yine sade bir şey yapmayı tercih ettim. Hala kendi evimin kapısında kullanıyorum. Sadece heykelcikler düştü. Ben kendi yapınca her şeyin daha değerli olduğuna inananlardanım.
Bebek çikolatası: Gelenlere ikram için son günlerde almayı unutmayın.
Benim doğum öncesi alışverişim bu kadar. Yine de epey çok şey var aslında. Ama toplu olarak yaptığım bebek alışverişleri arasında en çok para harcadığım alışverişim bu oldu.