Narsistik Aile Modeli
Geçen yazımda bağımlı aile modelinden bahsetmiştim. Tam tersi de kendine yetebilen, özgüvenli çocuk yetiştirebilmektir. Bunun için artık “bana kendi kendime yapmayı öğret.” mantığında pek çok eğitim modeli popüler oluyor. Bu modellerde çocuğun kendi kendine başardıkları sayesinde özgüveni gelişiyor. Ebeveynler kendini geliştirdikçe daha iyi çocuklar yetişmesi bunun sonucu olarak toplumun daha iyi noktalara gelmesi mümkün.
Bugün yine toplumumuzda çok yaygın olan narsistik aile modelinden bahsetmek istiyorum. Bu modelde çocuğun özgüvenini geliştirmek şöyle dursun, çocuk aşağılanarak ve hakaret edilerek özgüveni darmadağın ediliyor. Bu noktada aslında ebeveynin bozuk psikolojisinin incelenmesi gerekiyor. Kimine göre bu ebeveynler de ailelerinden böyle görmüş. Ancak bazı çocuklar aile içindeki hataları görebilecek kapasitede oluyor ve bu hataları tekrar etmek istemiyor. Bu hatalara düşen ebeveynlerin egosunda problem olduğu kesin. Bazı insanlar karşısındakini aşağılayarak kendini daha iyi gösterdiğini, egosunu beslediğini zanneder. Aslında saygı görmemiştir, özgüveni gelişmemiştir ve buna ihtiyacı olduğu için yapar bu hatalı davranışları. Fakat söz konusu evlat olunca işler değişiyor. Çünkü sağlıklı insanlar çocuğunu kendinden görür. Kuzgunun yavrusu kendine şahin görünürmüş lafı çok doğrudur. Hal böyleyken bazı insanların ego tatminlerinin kendi öz evlatlarını aşağılayarak yapmalarının izahı zor. Bu insanlar içten içe kendilerini bir ebeveyn olarak yetersiz görürler. Toplumumuzda bağımlı çocuk yetiştirmek yaygın dedik. Bir yanlış kanı da gelişmiş ülkelerde çocukların 18’ine gelindiğinde evden atıldığı zannı. Üniversite yıllarında bir süre Avrupa’da eğitim alma şansım oldu. Onlarda üniversiteye başlama yaşı biraz daha büyük. Liseden mezun olunca bir süre çalışıp hayatı daha yakından tanıma şansı elde ediyorlar. Böylece 17 gibi küçük bir yaşta tüm hayatlarını etkileyecek kararlarla karşı karşıya kalmıyorlar ya da aileleri onların adına karar vermiyor. Ancak şuna dikkat çekmek istiyorum ki aileler çocukları üniversiteden mezun olana kadar masraflarını karşılıyor. Unutmamak gerekir ki çocuğun üniversite eğitim masraflarını karşılamak kanuni bir zorunluluk. Bizdeki bağımlı aile modelinin tam zıttı olarak bazı aileler çocuğunun eğitim masraflarıyla uğraşmak istemiyor. Maddi yetersizlik geçerli bir sebep olabilir. Ancak maddi yetersizlik kavramı da kişiden kişiye değişiyor. Asgari maaşla geçinen vatandaş köydeki arsasını satıp çocuğunu üniversiteye gönderirken onun iki katını kazanan birisi lüksünden vazgeçemediği için çocuğunun sorumluluğunu ‘maddi yetersizlikten’ dolayı almak istemeyebiliyor. İşte bu ileri narsist model kendince çevresine hoş görünmek için zaten ezelden alışkın olduğu gibi çocuğunu aşağılamaya devam ediyor. “Zaten tembeldi. Bize çok çektirdi. Denedik okumuyor.” der dururlar. Bu şekilde kapasitesine yazık olanların sayısı az değil.
Bazı oturmuş kişilikleri değiştirmek zor. Biz bilinçli ebeveynlere düşen çocuklarımızı bu davranışlardan mümkün olduğunca uzak tutmak. Ben daha küçüktür anlamaz demiyorum. Çocuk her şeyi anlıyor aslında. O yüzden buna benzer şeylerin lafının bile edilmesini istemiyorum çocuğumun yanında. Çocuklarımızın özgüvenini korumak ve sağlıklı psikolojide bireyler yetiştirmek biz ebeveynlerin görevi.